Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi Parkı olayları ile hızlanan baskı yönetiminin; büyük rüşvet ve yolsuzlukları kapatmak için güçler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve hukuk devletini ortadan kaldırma, demokrasiyi kadükleştirme girişimlerinin Türkiye’ye çok pahalıya çıktığı belli olmaya başladı. Türkiye’ye gelip yatırım yapan, üretimi ve refahı artıran, insanlara iş yaratan doğrudan yatırımların, kin ve intikama dayanan politikaların, artan baskı yönetiminin yarattığı korku ve öngörülemezlik nedeniyle hızla Türkiye’den kaçtığı belirlendi.

Taraf yazarı Süleyman Yaşar’ın Avrupa Birliği (AB) Türkiye İlerleme Raporu’nda yer verdiği çarpıcı saptamalara ilişkin köşe yazısı şöyle:

Özel sektör yatırımları azalmaya başladı. Doğrudan yabancı sermaye stokunda gerileme var. Ve ekonomide devlet payı çoğalıyor.

Peki, kim söylüyor bunları?

Avrupa Komisyonu, 8 Ekim 2014 tarihinde açıkladığı Türkiye 2014 İlerleme Raporu’nun 25. sayfasında söylüyor bütün bunları.

Ve İlerleme Raporu’na göre; özel sektör yatırımlarının milli gelire oranı son iki yılda yüzde 16,4’ten yüzde 15,6’ya geriledi. Bu arada aynı dönemde kamu yatırımlarının payı yüzde 3,9’dan yüzde 4,7’ye yükseldi. Yine doğrudan yabancı sermaye girişlerinin milli gelirdeki payı yüzde 1,7’den 1,6’ya geriledi. Ve doğrudan yabancı sermaye stokunun milli gelire oranı son iki yılda yüzde 23,6’dan yüzde 19,9’a düştü.

Kısaca, hukuki öngörülemezlik nedeniyle son dönemde yılda 30 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımının bu ülkeden kaçtığını söylüyor rapor.

İşte AB İlerleme Raporu verileri bize Türkiye’de büyüme hızının niye yüzde 3 düzeyine gerilediğini gösteriyor. Unutmadan hemen hatırlatalım, kamuda yatırım tanımına bir yıldan fazla kullanılacak kalem, kâğıt alımı ve uçak ithalatının girdiğini belirtirsek ülkenin fiziki sermaye stokuna yapılan ilavelerin durduğunu ileri sürmek pek de yanlış olmaz.

DEVLET KİME NE KADAR YARDIM YAPIYOR BELLİ DEĞİL

Bu arada yine AB İlerleme Raporu’nda devlet yardımları konusunun gizemini koruduğu ileri sürülüyor. Devletin kime, ne kadar yardım yaptığının, kime ne verdiğinin bilinemediği belirtiliyor. Yani kimin eli devletin cebinden ne kadar para çekiyor belli değil.

Bütün bunları niye anlattık?

Şundan anlattık.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AB İlerleme Raporu açıklandıktan hemen sonra yaptığı değerlendirmede “Raporun dengeli ve objektif olduğunu” söyledi. Yani ilgili bakan, devletin ekonomide payının arttığı, özel sektörün dışlandığı, doğrudan yabancı sermaye stokunun azaldığı, mali şeffaflığın olmadığı, devletin kime ne kadar para verdiğinin bilinmediği, kısaca Türkiye ekonomisinin iyi gitmediği tespitine aynen katılıyor.

Şimdi sormak gerekiyor iktidara “hani her şey çok iyi gidiyordu?”

Oysa kendi bakanınız ekonominin iyiye gitmediğini AB Raporu’nun dengeli ve objektif olduğunu belirterek yazılanları kabul ettiğine göre, demek ki işler iyiye gitmiyor. Ve özel sektör dışlanıyor, ekonomide devlet payı çoğalıyor.

Anlayacağınız bu kış Türkiye’ye siyasette otoriterlik, ekonomide devletçilik geliyor.