Son Dakika Haberler

SARIYER ANSİKLOPEDİSİ -6-

SARIYER ANSİKLOPEDİSİ -6-
Okunma : 2.001 views Yorum Yap

Öteden beri Sarıyer Ansiklopedisi hazırlamayı
düşünüyordum. Hayli yıl bilgi ve belge toplamak için uğraş verdim.
Sarıyer ve Sarıyerlileri tanımak ve tanıtabilmek bakımından hayli
zevkli bir işti.

Ansiklopediyi yazmaya başladım. Sarıyer’i coğrafi olarak
yazdımsa da mahalleler, yeni yerleşim bölgeleri, yeni siteler,
işyerleri o kadar büyük değişim gösteriyordu ki yetişmek mümkün
değil!. Tespit ettiklerimi yazdım, fena da olmadı ama eksik kaldı.
Zira bu iş bir kişi ile yapılacak bir çalışma değil. Ansiklopedi
hazırlamak bir ekip işidir. En azından 30 ila 40 kişiden
oluşturulmalı. Bu ekibin hazırlanan program dâhilinde görev yapılması
gerekir.

Her mahalle için üç beş kişilik bir ekip görevlendirilmesi
mükemmel olurdu. Bunu temin edemedim. Bilhassa Ansiklopediye girmesi
gereken kişilerin tespiti ve hakkındaki bilgi toplamak olayını
gerçekleştiremedim.

Sarıyer her bakımdan ilgi çeken bir ilçe, uzun yılların
insan birikimi, meslek gruplarının fazlalığı, tarihi, yalılarıyla,
köşkleri, sahil sarayları, köşkleri ve konakları ile ilgi alanı olan
bir yer. Sarıyer önemli kişilerin; siyasetçi, devlet adamı, iş
adamları, askeri erkân, sanatçıları ile gerçekten ansiklopedik bir
uğraşın merkezi kabul edilebilir.

Bütün bunların bir ekip tarafından yapılması gerekirken
bunu başaramadım ve bu nedenle de çalışmam yarım kaldı. Çalışmam yarım
kaldı diye oflayacak-poflayacak değilim. Kütüphanemde ayrı bir dosya
halinde bekletmemde yerinde bir karar olamaz. O nedenle karar verdim.
Tespit ettiğim maddeleri, bilhassa kişileri ve tarihi olayları
yayınlamayı uygun gördüm. Bunu da Sarıyer Times va facebookta
yayınlamaya karar verdim.

Okurlar, ansiklopediye girebilecek kişilerin bulunduğunu
tespit ettiklerinde, o kişi hakkında bildiklerini (Adı-soyadı, doğum
yeri, yılı veya doğum ve ölüm, olarak ve öz geçmişi) yorum kısmında
detay olarak aktarabilirlerse, değerlendirmeye alınabileceğini
hatırlatırım).

X X X

AKDOĞU, İbrahim (ŞEKERCİ İBRAHİM)(İst. 1917-1980):

Sarıyerlidir.Sarıyer ilkokulunda okurken, kara tahtanın silgisi kaybolur. Öğretmen
silgiyi arar bulamaz ve öğrenciler kaybetti kanaatiyle çocukları tek
ayak üzerine durmakla cezalandırır. Öğlen zilinin çalması üzerine
öğrenciler dışarı çıkar, sadece İbrahim sınıfta kalır ve kara tahtaya
“Seveyim hocadaki bilgiyi/ Kıçına soktu koca silgiyi” mısralarını
yazar. Şiiri kimin yazdığını kimse anlamaz. Bu iki mısralık şiiri
yazdığında ilkokul 3. sınıfta idi. Şiir yazmaya ilkokul çağlarında
başladı ve devam etti. Şiirlerini deftere yazmadı, yayınlamadı ve
derlemedi. Her zaman kalabalık mekânda şiirlerini söyledi.
Arkadaşlarına, yoldan geçenlere, dükkândan alışveriş yapanlara;
balıkçıya, esnafa, mahalleliye şiirlerini okudu. Zamana ve mekâna çok
dikkat eder, her olayı şiirin ilhamı kabul ederdi. Sahibinin peşinden
giden siyah beyaz renkli bir köpeği gördüğünde “Şekerci İbrahim’in
gözleri yaşlı/Aman Allah’ım bu köpek Beşiktaşlı” diye bağırması; bir
başka gün sakal traşını takiben terkoz suyunun kesilmesi üzerine kala
kalır, bunu da şöyle hicveder “Ey namussuz musluk/Ettin bana
orospuluk”. Kayda geçmiş tek şiiri Sarıyer’deki Mesut Ağa Çeşmesi’nin
tamiri sırasında çeşmenin kitabesine yazdığı şu şiirdir: “Halkı
kurtarmak için nihayet susuzluktan/Tertemiz güzel sular akıttı şu
musluktan/ Yaptırdı sevabına yepyeni bir suyolu/Sarıyer’de fırıncı
Abbas Okumuşoğlu”. Bu şiir için ısmarlama yazdığım tek şiirdir der ve
bu nedenle de ismini şiirin altına yazdırmaz.

AKIN, Ayça (İst. 1981):

Üç yaşında doktor hatası nedeni ile RA
rahatsızlığına yakalandı ve “Engelli” sıfatına sahip oldu. Lise
eğitimini Şükran Ülgezen Anadolu Meslek lisesinde, üniversite
eğitimini Kadir Has Üniversitesi Grafik Bölümünde aldı ve dönem
birincisi olarak mezun oldu. Yabancı dil eğitiminin yanında kişisel
gelişim, yaşam koçluğu ve Reiki eğitimleri aldı. Yaşadıklarını,
kaybettiklerini, zorluklara rağmen elde ettiği başarıları, kendini ve
yaşamını nasıl elde ettiğini kendi gerçek yaşanmışlıklarından örnekler
sunarak, yeniden başlamak isteyenlere, sağlıklı bireyler olarak
adlandırıldıkları halde çabuk vazgeçenlere ışık tutması amacıyla “Hadi
Cesaret” bilahare de “Yaşamak Şart” kitaplarını yazdı. Ayça Akın
yazarlığı dışında danışmanlık ve master’lik yapıyor, aynı zaman bir
reklam ajansında grafik tasarımcısı olarak iş hayatına devam ediyor

AKGÜN, İsmail (İstanbul, Sultanahmet, 1910-2008):

İptidai ve Rüştiye’den mezun oldu. İş hayatına Matbaa-i Amire’de (Milli Eğitim
Basımevi) başladı. Daha sonraları Orhaniye Matbaası, Mahmut Bey
Matbaası, Hilal Matbaası ve Cumhuriyet Gazetesi’nde çalıştı. İş
hayatına kendi matbaası olan İsmail Akgün matbaasını kurarak başladı.
Bilahare Hak Kitabevi, Boğaziçi Akgün Koleji, Santa Farma İlaç Sanayi
A.Ş. ve Sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesini iş dünyasına
kazandırdı. Amatör olarak spor yapmış katıldığı yelken yarışmalarında
büyük başarılar elde etmiştir.

AKKAYAN, Dr. S. Can (İst. 1943-1989):

İlköğrenimini Erzurum’da, orta ve lise öğrenimini İstanbul Vefa Lisesinde tamamladı. İ.Ü. Orman
Fakültesinden 1967 yılında mezun oldu. Aynı yıl İ.Ü. Orman Fakültesi
Amenajman Kürsüsünde Teknik Asistanlık görevine başladı bilahare
sınavı kazanarak asistan oldu. 1981 yılında tezini tamamlayarak
“Ormancılık İlimleri Doktoru” unvanını aldı. İ.Ü. Orman Fakültesi,
Orman Mühendisliği Bölümü, Orman Ürünleri Kimyası ve Teknolojisi
Anabilim Dalı’nda görevini sürdürürken 28 Mart 1989 tarihinde vefat
etti.

AKKOYUN, Saffet (Selimiye, 1949):

Sanayici. Üniversite öğrenimini Makine Mühendisi olarak tamamladı. Kendi şirketini kurup iş hayatına
atıldı. Sosyal çalışmaların dışında kalmadı. Uzun süre İstinye Spor
kulübünden Başkanlık yaptı. Sarıyer Spor Kulübü üyesi olduktan sonra
Yönetim kuruluna seçildi. Bir dönem (2011-2012) yöneticilik yaptıktan
sonra başkan seçildi ve (2012-2022) itibariyle görevine devam
etmektedir. Aynı zamanda uzun yıllardan beri İstinye Spor Kulübünde de
kulüp başkanı olarak görev yaptı. Sarıyer S. K. ve Başkanlığı
döneminde TFF’nu genel kurullarında delege olarak yer aldı.

AKMAN, Metin (İstinye, 1947):

İstinyeli, İnşaat Mühendisi. Recaizade İlkokulundan sonra Maçka Erkek Sanat Okulunda Elektronik bölümünde
okudu. İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisinden (DMMA)
İnşaat Mühendisi olarak mezun oldu. Askerlik görevini Samsun’da 6.
Bölge Komutanlığında yaptı. Hayata serbest mühendis ve mimar olarak
atıldı. Çeşitli yerlerde inşaatlar yaptı. Gençlik yıllarında voleybol
oynadı, İTÜ, Eczacıbaşı, Bursaspor ve İETT kulüplerinde profesyonel
olarak oynadı, milli takım seviyesine kadar yükseldi. Anavatan
saflarında siyasete atıldı. 1999 yerel seçimlerinde Sarıyer İlçe
Belediye Meclisi üyeliği için aday oldu ve kazandı. Aynı şekilde
seçimi kazanarak Sarıyer Belediye Başkanı olan Sedat Özsoy’un Başkan
Yardımcısı olarak görev üstlendi. Siyasi hayattan koptuktan sonra özel
Yol Yapı firmasında koordinatör ve CEO olarak çalıştı. Ailenin isteği
olan İstinye’de bir kız meslek lisesi açılması işine sarıldı. Gerekli
olan arsayı aldı ve büyük uğraşlar sonucunda Şükran Ülgezen Kız Meslek
Lisesinin açılışını gerçekleştirdi. Sarıyer Spor Kulübü, Sarıyer Yeni
Merkez Camii ve Sarıyer Spor Kulübü gibi pek çok sosyal amaçlı
dernekte üyelikleri var.

AKPINAR, BİNBAŞI HAFIZ NAZMİ (Yeniköy/Sarıyer, 1875-1940):

Sarıyer Yeniköy’lüdür. Nusrat Mayın Gemisinin Müstahkem Mevki Komutanlığı
Mayın Komutanı idi. 1894’de Harbiye’yle girdi. 14.03.1896’da mezun
oldu. 19.07.1915’te Binbaşılığa terfi etti ve 20.11.1923’de emekli
oldu. Çanakkale Savaşının kaderini değiştiren 18 Mart zaferinin
kahramanlarından biridir. Çanakkale Boğazına dayanan onlarca düşman
gemisinin saldırısı kırmak ve düşmanın Çanakkale’yi geçmemesi için
görevlendirildi. 17 Mart gecesi aldıkları görev icabı Nusrat Mayın
Gemisindeki mevcut 26 mayını büyük sessizlik ve ustalıkla Karanlık
limanın değişik yerlerine dökülmesini sağladı. Durumdan habersiz olan
düşman gemileri sabahın erken saatlerine Karanlık Limana girmeye
çalışırken çarptıkları mayınların infilak etmesi üzerine birçoğu yara
aldı, bir kısmı sulara gömülerek saf dışı kaldılar ve onlarca ölü
vererek çekildiler. Binbaşı Hafız Nazmi Bey, Nusrat Mayın Gemisi
Kumandanı Tophaneli İsmail Hakkı Kaptan ile birlikte efsane isimler
arasına katıldılar. Binbaşı rütbesi aldıktan kısa bir süre sonra
emekli olan Nazmi Bey İstanbul Boğaz’ında sivil kılavuz kaptanlık
yaptı, 1940’da ise vefat etti.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)