Son Dakika Haberler
“width=“1293

RİZELİ MİLİS YÜZBAŞI İPSİZ RECEP REİS

RİZELİ MİLİS YÜZBAŞI İPSİZ RECEP REİS
Okunma : 1.574 views Yorum Yap

Yıllardan beri üzerinde çalıştığım İpsiz Recep Reis EMİCE kitabımı nihayet tamamladım. Kitap Rize Vakfının da katkılarıyla Ozan yayıncılık tarafından yayınlandı. On onbeş gün içinde dağıtımı yapılarak okurlarla buluşacaktır.
Kitapta milli mücadele, milli mücadele içinde kuvayı milliyenin gücü işlenmektedir. Elbette ki kuvayı milliyeyi meydana getirenler de tanıtılmaktadır. Prof. Dr. H. Eroğlu’na göre; “Kuvayı milliye, ordu ile işbirliği yapan, Kurutuluş Savaşı’nın ilk çete ve silâhlı savunma kuruluşudur”. Buradan hareketle “kuvayı milliye işgal altındaki bir ülkede halk tarafından oluşturulmuş direniş örgütleridir” diyebiliriz.
Kitabımıza konu olan Rizeli İpsiz Recep Reis kuvayı milliye ile tanışmadan önce; Duyunu Umumiyenin adına görev yapanların karar ve uygulamalarına karşı çıkan, bu karşı çıkış sonucunda Duyuna ait ihtiyaç maddelerini yağmalayıp, fakir fukaraya dağıtan bir korsandır. Çok genç yaşta başlamıştır bu işe! Sonradan Batum’a babasının yanına gitmiş tütün işi ile uğraşmış, babasının işini devam ettirme uğraşı vermişse de Ermenilerin borçlarını ödememeleri nedeni ile işi terk etmek zorunda kalmıştır. Sultan II. Abdülhamid’e yapılan suikast nedeni ile sevinen Ermenilerle boğuşmuş, kan dökmüş ve çeşitli kabadayılık ve korsanlık olayları nedeni ile hapse girmiş, Sibirya’ya sürülmüş ve bir kolayını bulmuş, idam yaftası boynunda kaçıp kurtulmuş, Rus Devrimi ile affa uğramıştır.
Gözü pek, haksızlığa isyan eden bir insandır. Karada takip edildiği için denizde küçük takası ile çalışmaya devam eder, yine birçok olayla karşılaşır. Devamlı takipte olduğu için Kefken’i kendisine üs seçer. Burada yabancı gemilere soygun yapmaya devam eder. Geçim sıkıntısı çektiğinde yerli zenginlerin navlun gemilerini de yoklar ve yanındaki arkadaşlarının ihtiyaçlarının karşılanmasını temin eder. Büyük bir guletin sahibi olur ve kömür taşıma işine girer. İyi de para kazanır ama geminin batışı ile yalnızlığa gömülür. O durup bekleyecek adam değildir. Yanındaki arkadaşları ile R. Feneri’ne gider ve oradan temin ettiği taka ile soygun işlerine başlar. Hedefi Marmara bölgesindeki Rum ve Ermeni köylerini vurmaktır. Aylarca kasıp kavurur Trakya’yı. Sonunda takibine karar verilir, bir türlü yakalayamazlar ve sonunda yakalanması için takibine savaş gemisi verilmesi istenir. Yine yakalanamaz çünkü bir güç tarafından korunmaktadır. Bu grubun adı Teşkilat-ı Mahsusa’dır. Rusya’da bulunduğu sürece Teşkilatı Mahsusa tarafından görevlendirilmiş ve gözü kapalı verilen görevi yerine getirmiştir.
Türk Ordusunun Batum seferine çetesi ile katılmış ve Örek tabyasının işgalini gerçekleştirerek askeri bir başarıya imza atmıştır. İstanbul’a döndüğünde Karadeniz’de takasının batması üzerine Sarıyer’e gitmiş, saklanmış ama bu defa MİM. MİM teşkilâtı tarafından bulunmuş ve kendisinden çete kurması ve Sarıyer köylerini kasıp kavuran Rum çetecileri ortadan kaldırması istenmiştir. Bu görevi yerine getirmiş ve bir iki ay içinde Sarıyer ve Beykoz’daki Rum çeteleri ortadan kaldırmayı başardıktan sonra tekrar Kefken’e dönmüştür. Kefken, Şile,Akçakoca. Ağva, Karasu ve civar köylerdeki çetecilerin temizlenmesi görevini de başarı ile yerine getirmiş, K.Ereğli’nin kurtuluşunu sağlayan iki Çeteden birinin başında bulunmuştur. Bu sıralarda milli mücadele başlamıştır. Çetesi ile milli mücadele katılması istenince kabul etmiştir. Çetesine eleman gerekir, kendisine verilen yetkiye dayanarak Rize’de bulunan Mataracı M. Ali Efendiye telgraf çekerek gönüllü bulunmasını, hapishanedeki mahkûmların da salıverilerek kendi emrine gönderilmesini istemiştir. Bu istek yerine getirilmiş, çetesinin sayısı 1800 e kadar ulaşmıştır. Anadolu’ya silah mühimmat gerekir, kendi ihtiyacı da vardır. İstanbul depolarından gizlice alınan silah ve mühimmatlar takalarla İnebolu, Karasu, Kefken’e ve K. Ereğli’ye taşınması işini organize etmiştir.
Çok büyük bir güç olan İpsiz Recep Reis, diğer çete reislerinin aksine Mustafa Kemal Paşa’nın isteği üzerine düzenliye orduya katıldı ve kendisine Milis Yüzbaşı rütbesi ve Sakarya Sahili Kumandanı görevi ile beraber emrine üç muazzaf irtibat subayı verildi. I. İnönü, II. İnönü, Sakarya Savaşlarına katıldı. Sakarya Savaşında ağır yaralandı bu nedenle Büyük Taarruza katılan çetesinin başında bulunamadı, yerine Altıkanoğlu Mehmet Kaptan, Zekeriya Tiryaki, Tuzcuoğlu Halit Ağa görev yaptılar.
Büyük zaferden sonra Karasu’ya dönenen İpsiz Recep Reis, kendisine verilen yetki ile çete efradını terhis etti. 1800 kişilik çetesinden hayli şehit verdi, hayli yaralı ile çetesi eksik kaldı ama mutlu sona ulaşmakta büyük yarar sağladılar. Yanında sadece 40-50 kişi kaldı. Onlarda Karasu’ya yerleşip orada ev bark sahibi oldular.
Rizeli Milis Yüzbaşı İpsiz Recep Reis’in en önemli özelliği; namus düşkünü olması, haksızlığa isyan, kadın ve çocuklara yardım etmek, malını mülkünü, parasını pulunu fakirlerle veya güç durumda bulunan arkadaşları ile paylaşmak; az konuşmak, verdiği işin takibini sonuna kadar yapmak, başarana kadar işi devam ettirmekti. Ama onun en büyük özelliği “Ben çeteciğim, askerlik benim işim değil, askerlik mesleği asker olanların işidir” düşüncesi ile hareket edilerek, çetesinin düzenli orduya katılmasını kabul etmekti. İşte bu nedenledir ki; Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal’in takdirini kazanmıştır. Memleketi Rize’ye giderken Mustafa Kemal’i ziyaret etmiş bu ziyaret sırasında Mustafa Kemal kendisine EMİCE diye hitap ederek ona hak ettiği Onur’u bahşetmiştir.
Kitap belgesel roman olarak kaleme alındı. Ayrıntı ve dipnot bilgileri arka sayfalarda verildi. Ayrıca bolca konu ile ilgili fotoğraflar son sayfalarda yerini aldı. Hakkında yazılanlar, söylenenler ve bizzat kendisine ait anılara yer verildi.
Yakın tarihimiz, kuvayi milliye ve Türkiye’de çetecilik konusunda herkesin yararlanabileceği bir kitabı okurlarımla buluşturmanın huzuru içindeyim.
İbrahim BALCI

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)