Sarıyer yükselişte! Lacivert-beyazlı ekip ilk deplasman galibiyetini Güngerön’den aldı: 2-1. Sarıyer sezonun en iyi maçlarından birini oynarken pek çok gol fırsatı elde etmesine karşın sadece ikisini golle sonuçlandırabildi.
Lacivert-beyazlı ekipte yavaş yavaş taşlar yerine oturuyor. Görünen bu! Ama takımla fazla oynamanın da zarar vereceğini hesaba katarak hareket edilmelidir. Zira Önce orta sahanın savaşan adamı Semih sonra da takımı rakip sahaya taşıyan adamı M. Menderes’in oyundan alınışları iyi olmadı. Bu iki oyuncu dışarı alındıktan sonra takımın önce oyun düzeni bozuldu sonra da rakibin baskısı altına girdi. Semih alındıktan sonra, rakipleri ile savaşmak zorunda kalan M. Akif oyundan düştü; Menderes’in alınmasıyla da Sinan durdu… Melih’in oyundan alınışı bence orta alanı çok adamla savunmak ve tek forvetle mücadeleyi devam ettirmek biraz da skoru korumak içindi.
Maçın başından sonuna kadar iki dost takım mücadelesi halinde geçen karşılaşmada Sarıyer hakim olan taraftı. Geri dörtlüsünde ilk kez ilk on birde sahaya çıkan Abdülkerim henüz acemi. Fizik olarak da yeterli değil. Ama çok mücadeleci! Savunmadan ziyade ileriye dönük oynuyor. Aldığı topu en yakın adamı ile oyuna sokacak yerde orta olarak kullanmasıyla dikkat çekti. Bu ortalardan biri golle sonuçlandı. Bu hatta Emre Karaman, Serhat Gülşen ve Emre Bayraktarbaşı rakibe göz açtırmadı. İkinci sarı kart alarak oyun dışı kalması ile de Sarıyer defansı bütünü ile baskı altına girdi ve bir de gol yedi.
Sarıyer’in orta alanı bu maçta bilhassa ilk devre ve ikinci yarının 75’ci dakikasına kadar fevkalade oynadı. Semih alındıktan sonra oyun kurma ile beraber rakipleri ile sürekli mücadeleye girmek zorunda kalan M. Akif yorulunca oyundan düştü ve rakibin baskısı başladı. Semih kusursuz bir kırk beş dakika oynadı. Uğur, deneyimi ve soğukkanlılığı ile arkadaşlarıyla mükemmel bir uyum sağladı ve başarılı oldu. M. Menderes takımı rakip saha taşıyan adamdı. Müthiş driplingleri ile rakip defansı adeta dağıttı. Biraz şanslı olsa en azından iki gol bulabilirdi. Barış’ın attığı golü hazırlayışındaki ustalığa şapka çıkarılır. M. Akif yorulana kadar takımı çok iyi idare etti. Mükemmel top kullandı, takımı oynattı. İleri ikili de Melih verilen görevi iyi yaptı. Mücadele etti, rakibini bozdu, defansa yardıma gitti ama gol yollarında yeterli değildi. Kaptan Sinan yine muhteşem bir gol attı. Yüzde yüz gollük bir kafa vuruşunu kaleci kornerle önlerken gollük bir vuruşu da rakibine çarparak kornere çıktı. Sinan’da son onbeş dakikada bozuldu. Kaçırdığı bir golden sonra moral olarak bozulmasının nedeni üzerine durulmalıdır bence! Semih’in dışarı alınması nasıl M. Akif’in bozulmasına neden oldu ise Menderes’in alınması da Sinan’ın hızını kesti… Oyuna sonradan girenlerden Barış yine çok koştu, çok çalıştı ve bir de gol attı ama yine de eski Barış değil. Defansif oyunda sahada görünmüyor. Melih’in yerine oyuna alınan Egemen, daha iyi oynamalıydı. Takımın gol adamlarından Cemre Menderes’in yerine oyuna alındı ise de pek bir şey gösteremedi.
Futbol iyi, sonuç iyi kazanılan üç puan ise fevkalade! Alt sıralardan yukarıya tırmanma başladı. Gelecek hafta YZÖ de oynanacak Bozüyük maçı kazanılırsa Sarıyer’in üst sıralara tırmanma süreci devam eder. Daha pek çok maç var. Kendi alanındaki maçları kaybetmez kazanırsa, lig sonunu kadar tehlikenin dışında olur. Fethiye maçı ile başlayan iyi futbol Güngören maçı ile sürdü, Bozüyük maçı ile devam etmeli ve ettirilmelidir.
Sarıyer seyircisi rakip sahada olmasına rağmen rakipten daha etkiliydi. Yürekten desteklediler takımı. Hep böyle olmalı, böyle devam etmelidir.
Yöneticiler hemen hemen tam kadro maçtaydı. Sevinçlerine diyecek yoktu. Elbette ki sevinmek, işin keyfini sürmek hakları! Çekilen eziyetin karşılığı böyle olmalı.
Yöneticilere tavsiyede bulunmak isterim. Dikkate alırlarsa iyi olur, almazlarsa canları sağ olsun derim. Sayın Başkan iki üç hafta önce İst. Amatör I. Kümede birinci ve ikinci olan takımların Süper Amatör Lige Yükselme Final maçları oynanıyor. Bilmiyorum bu maçlar izleniyor mu? İzleniyorsa mesele yok ama izlenmiyorsa, izlenmeli ve Sarıyer için eleman aranmalıdır. Her hafta beş maç oynanıyor, ayrı ayrı sahalarda oynanacak maçları antrenörlerden oluşan ikişer-üçer kişilik ekip izlemeli ve beğenilen futbolcuların bilgileri kulüp başkanlığına rapor edilmelidir. Olur ya, iyi bir ortam bulunur ve içlerinden üç beş futbolcu transfer edilir. Bu gibi elemanlar transfer edilirse, Sarıyer’in tek senelik değil, en azından iki veya üç yıllık sözleşme yapılarak yarını garanti altına alınır ve çok güçlü de bir kadro oluşturulabilir. Sarıyer’de futbolcu seçme işlerini çok iyi yapabilen antrenörlerimiz vardır, bunlardan yararlanmalıyız…
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)