Sarıyer’in sahili yaz kış yürüyüş için dünyanın en güzel yerlerinden. Deniz kokusu, yosun kokusu, baharda Rus Sefareti’nin bahçesinden yayılan ıhlamur kokusu insanda ne dert bırakır, ne tasa.

Geçtiğimiz günlerde ise Sarıyer sahilinde üzücü bir olay yaşandı.Bir genç sahilde denize düştü. Yüzme bilmiyordu, boğularak can verdi.

Sokaktaki adam konuşmaya başladı.

Sarıyer sahilinde görselliği de olan bir korkuluk sistemi vardı eskiden. Sarıyer’lilerin bilmediği bir sebeple, muhtemelen o bet betonlama yapılırken kaldırıldı, yenilenmedi.

Sarıyer gazetelerinde bu konuya zaman zaman değinildi, okuyan bir yetkili bulunamadı.

Olayın ardından gencin öldüğüne inanmak istemeyen yakınları Sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastane’sine gelen Belediye Başkanı’na zor anlar yaşatmış. Belediye Başkanımız kazıklı yolun İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetki alanında olduğunu belirtmiş.

Doğrusu bu etki, yetki alanları tüm Türkiye’de Sarıyer’de olduğu kadar karışık mı diye merak ediyorum . Her biri ayrı bir konu. Fakat ben, şahsen, bizzat, kendim bu defa bir incelik yapacağım. Her parmak kıpırdatışımda parmaklarımın çok uzun kıpraştığından şikayetçi olan dostlarıma kulak verdim

Ben halkım;

Okumuşum, okumamışım, avukatım, çiftçiyim, balıkçıyım, güzellik uzmanıyım, pazarcıyım.

Benimle konuşurken, bana bilgi verdiğini zannederken, beni yönlendirmeye çalışırken kendini doktor, beni eczacı zannetme zannından kurtul bi zahmet.

Sarıyer’den köylere giderken kaçıncı kilometreden sonrasının tarım ve köy işleri bakanlığının sorumluluğunda olduğu benim umurumda bile değil. Yolda bir sorun var ise ben gelir sana söylerim. Ya sen yapmalısın, ya da yapılmasına ön ayak olmalısın.

Bir yerde, bir kurumda bir haksızlık mı yaşadım, benden bunu ispatlamamı bekleyemezsin. Sen o olayı araştıracaksın.

Halk olarak benim üzerime düşen seçim zamanı aday olmak yahut aday olanlardan birine oy vermektir. Sonrasında seçilen kim olursa olsun ben bana verilen hizmete bakarım.

Herşeyin elektronik ortamda halledilir olduğu iletişim çağında kapı kapı dolaşamam ben. Ben bir sokak simitçisiyim, bilgisayarım, internetim olmak zorunda değil. Sana gelip, bana telefonla verdiğin hizmette bile bana artı bir masraf çıkarmaktan çekinmediğin 444’lü numaranı arayarak sana bildirdiğim bir sorunu sen, internetini, telefonunu kullanarak halletmeli, hallettirmeli ve sonrasında da yazılı olarak ya da arayarak beni bilgilendirmelisin.

Ben seni bana hizmet etmeye zorlamıyorum. Bana hizmet etmek için sen gönüllü oldun, bunu unutmamalısın.

Sokaktaki Adam

Filiz ŞİMŞEK