Sınav öncesi bozulan mide, istenmeyen buluşmada ortaya çıkan baş ağrıları, yoğun iş dönemlerindeki sık sık hastalanmalar, kesilen iştah aslında iç dünyamızın bize “kaygılıyım, öfkeliyim ya da stresliyim” mesajı..! Bu mesajı doğru anlayıp çözüm bulmak ise bizim elimizde..!
Sınav öncesi bozulan mide, sevilmeyen bir arkadaşla buluşmada ortaya çıkan baş ağrısı ya da yoğun iş dönemlerinde ortaya çıkan grip gibi problemlerin aslında dile gelen ihtiyaçlarınızın göstergesi olduğunu biliyor muydunuz?
Uzmanlara göre, bu tür problemlere, kendimizin, ailemizin ya da yakın çevremizdekilerin ihtiyaçlarını fark edebileceğimiz ipuçları olarak bakmakta fayda var. Bireylerin gündelik hayatta birçok problem ile karşılaştığını, bazılarının yaşamsal işlevselliğini olumsuz etkileyecek düzeye ulaştığına dikkat çeken uzmanlar, “Böyle bir durumda huzurumuz kaçar, uykularımız bozulur, iştahımız azalır, dalgınlaşırız. Özellikle böyle durumda probleminize kulak verin! Çünkü problemler bize önemli şeyler söyler” tavsiyesinde bulundu.
Bireyler için stres unsuru olan herhangi bir şeyin bağışıklık sistemi için zorlayıcı nitelik taşıyabildiğini, gergin ve üzgün olunan zamanlarda vücut savunması azaldığından hastalığa yakalanma riskinin de arttığına dikkat çeken Ayna Eğitim ve Psikolojik Danışma Merkezi’nden Uzman Psikolojik Danışman Nur Ağdelen, morallerin yüksek olduğu zamanlarda ise bağışıklık sisteminin güçlenerek bireyin hastalıklarından korunduğunu hatırlattı.
Ruhsal zorlanmalar bağışıklık sistemini de etkiler!
Sınav dönemlerinde grip olmanın, evliliğiyle ilgili kaygılandığınız kızınızın düğününden hemen önce kolunuzu kırmanın ya da hiç görmek istemediğiniz bir kişi ile tam görüşmeye gidecekken migreninizin tutmasının tesadüf olmadığını vurgulayan Ağdelen, “Ruhsal olarak zorlandığımız noktalarda bağışıklık sisteminin işlevselliği de azalır. Bunun sonucunda bedenimizde veya davranışlarımızda değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler genellikle önemli bir amaca hizmet eder. Örneğin, okula gitmek istemeyen çocuğun karın ağrısı yaşaması, midesinin bulanması, ateşinin çıkması hem okula gitmemesini hem de özlediği annesinin işe gitmemesini sağlayarak yakın olabilecekleri bir gün geçirmesini sağlıyor olabilir” dedi.
Bir uzman olarak bireylere hasta oldukları ya da problem yaşadıkları günleri bu gözle bir daha değerlendirmeleri, o gün yaşadıklarına, düşündüklerine, hissettiklerine mercek tutmaları önerisinde bulunan Ağdelen, “Kronikleşmiş ağrılarınız, hastalıklarınız, uzun zamandır dışa vurmadığınız, ifade etmediğiniz öfkeniz, kaygınız sonucunda ortaya çıkıyor olabilir” açıklamasını yaptı.
Ağrılarınızın sebebini düşünün!
Bu durumu örneklendiren Uzman Psikolojik Danışman Nur Ağdelen şöyle devam etti:
“Sırt ve boyun ağrılarınız size ‘artık bana bu kadar yüklenme, beni bu kadar yorma’ diyor olabilir. Psikolojik tetikleyicileri keşfetmek, doktor müdahalesini gereksiz kılmaz. Ancak, böyle bir bakış, kişisel ilişkilerinizde, aile içi ilişkilerde yapmanız gereken değişiklikleri daha kolay görmenizi sağlayabilir. Her ağrının veya problemin ne söylediği, neye hizmet ettiği değişir. Önemli olan sizin ağrınızın ve hastalığınızın nelere hizmet ettiğini, anlamını düşünmek, araştırmak, bulmak ve bu ihtiyacı başka türlü hangi yolla karşılayacağınız, bu yükü nasıl hafifleteceğinizi keşfetmektir.”
Uzmanından çözüm önerileri…
Nur Ağdelen, uzman gözüyle bireylere böylesi problemlerle karşılaştıklarında nasıl davranmaları konusunda şu önerilerde bulundu:
• Hangi duyguları hissettiğinizde, hangi durumlarda hangi hastalıklara yakalandığınızı, ne gibi problemler yaşadığınızı değerlendirin.
• Yaşadığınız hastalığın ya da problemin size ne gibi kazançlar sağladığını gözden geçirin. Örneğin, ağır grip yaşıyor olmanız, iş temponuzun çok yoğun olduğu bir dönemde dinlenmenize fırsat sağlıyor olabilir. Bunun nasıl geçtiğini, ne zamanlar hafiflediğini veya ortadan kalktığını bulun.
• Sizi savunmasız duruma getiren duygularınızı uygun bir şekilde ifade etmenin yolunu bulun.
• Hastalandığınız zamanlarda size neyin iyi geldiğini keşfedin ve uygulayın.
• Sizi ayakta tutan şeyleri gözden geçirin ve bunları daha sık yapmaya çalışın.
• Birlikte iyi vakit geçirdiğinizi hissettiğiniz insanlarla daha sık görüşün.
• Yaşadığınız üzüntü, kaygı, korku, öfkeyle baş etmek bazen zor olabilir. Her hastalığın ruhsal tetikleyicilerini bulmak ise kolay olmayabilir. Gerekirse, sizi zorlayan, sıklıkla hissettiğiniz olumsuz duyguları bir uzman eşliğinde inceleyin.
• Çocuğunuzda bu tür problemler yaşarsanız, çocukların duygularını en iyi oyun yoluyla dışa vurduğunu unutmayın. Çocuğunuzun oyunlarına eşlik edin, ona hiç müdahale etmeden resim yapmasını sağlayın ve resmini bitirdiğinde neler yaptığını sorun. Paylaşmak isterse onu dinleyin, bu sayede çocuğun olumsuz duygularını dışa vurmasını sağlayın.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)