Gündeme hangi konuyu oturtmalı önceliği için neredeyse yazı tura atmaya vardıracak
kadar kararsız kaldım…
Hazır kalemi elime almışken bende her konuya dokunma cüretini,
konu bolluğu cesaretiyle; çalakalem gündemin ufuk çizgisine cephe kurdum…
Oryantalist veya oportinist mi demeli zorlanıyorum.Başbakan ve
avanesi öyle siyasi buluşlara imza atıyorlar ki, siyasi literatür kendini
kesinlikle yeniden tanımlamalı.
Çiftçi,fındık üreticisi,orman köylüsü,hayvan üreticisi
besiciler, sendikacı, madenci, işçi,medya mensupları,çevreci,öğrenci,üniversite
yönetimleri,yargı, asker,emekli,sanatçı,siyastçi,gavur izmirli,cephede ölümüne
yan gelip yatanlar derken birde organize olmuş akustik tezahürde bulunan
provakatör taraftar tanımlaması ile siyaset sosyolojisi yeni bir karekter
tanımlamasına kavuştu.
Hangi ülkede böyle zenginlikte siyasetçi var, bizim insanımız çok nankör, hiç kadir
kıymet bilmiyor. O kadar masraf et dünyanın sayılı statlarından birini yüzlerce
milyon dolar vererek birileri TOKİ aracılığıyla yapsın siz kalkıp yuhalayın.Ne
karşılığı senin daha 35 yıl kullanım hakkına sahip olduğun ASY stadını zor şer
450 milyon dolara satmaya uğraş, kulübün aslantepede 184 dönüm beş para etmez
TEM’e cepheli arazisini hastane yapmak için yabancıları zorla ortak et, kalan
diğer arsaları il özel idaresi aracılığıyla iş merkezleri, lüx konut üretim
arsalarına dönüştür, etrafına metro,özel yol,alt yapı,viyadük gibi dünyanın
parası karşılığı plan ve projeler ile pek kıymetli yabancılara yatırım yaptır
sonra da provakatör taraftar çıksın seni yuhalasın.
Sonrada bu memlekette mizah sanatçısı yetişmiyor diye
dövünüyorlar.Hem ayıp ediyorlar hemde etrafdaki bu kadar yetenekleri görmezden
geliyorlar.Hem siyaset,hem pazarlama,hem açılım,hem mizah yap tabiki insanın
hem sağlığı hemde psikolojisi bozuluyor tabiki.
Bu konuda daha fazla yazmak içimden gelmiyor, duygularım
depreşti ağlamaklı oldum vallahi…
Tunus, Ürdün, Mısır ve diğer arap devletleri
kaynıyor.Moderniteyi en marjinal düzeyde yaşayan aile mensupları, halkını Allah
sizi bu kadar seviyor, şükretmesini bilin incileri dağıtan teokrasinin
ulemalarına emanet edenler ve gelişmiş batılıların demokrasi ihraç etmek için o
kadar zahmete katlanıp kalkıp oralara gelip yer altı kaynaklarını insanlık için
işletmeye çalışmaları ve refahları için dünya kadar parayı risk edip onlara
borç vermeleri biçiminde yazılan tiyatro oyunları artık aksiyon filmlerine
dönüştü.
Anlamaya çalıştıkça iş karışıyor.Dünyanın her yerinde birileri
hep bir şeyleri protesto etmekle meşgul.Yönetenler mi beceriksiz yönetilenler
mi doyumsuz ? Dünyada sınırlar yeniden çizilirken, global oyuncular yeni
oyunların senaryolarını yazarken, enformatik ve kominikasyon teknolojileri
dünyanın sokaklarını birleştirmeye ve yönetilenleri bir anda ezberleri bozmaya
hazır yığılı güçler yaratan kendi doğaçlama dinamiklerini dünya sosyopolitik
arenasına topluyor.
Bu kurgu bizdeki sis bulutlarını nasıl dağıtacak şimşekler ne
zaman çakacak ve düşen yıldırımlar neyi,nasıl,nerede ve kimleri yakacak.Mutlak
olan yeni kurulmaya çalışılan dengeler, bozduğu dengelerin tozları arasında
kurulacak.Gözlerimiz toz duman içinde üzerine pisliik bulaşmamış olanı bulmakta
zorlanacak.Ancak su akar yolunu bulur.
Bu zorluklar içinde yürümeye çalışanlara kolay gele; hakkına ter
akıtanlara rast gele…
Siyami AYDIN
18.Ocak.2011,istanbul
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)