Son Dakika Haberler

ABD’nin Önünde “İki Yol” Var, Ya da “Barclays”…Bülent ESİNOĞLU

ABD’nin Önünde “İki Yol” Var, Ya da “Barclays”…Bülent ESİNOĞLU
Okunma : 636 views Yorum Yap

Amerika ve Avrupa’da, bankaların kurtarılması, yani halkın parasının ve emeğinin zenginlerin cebine konulması, gittikçe bunalıma giriyor.

Amerika’dan başlayalım.

Amerika zora düşen, az gelişmiş ülkelere ekonomik krizden çıkılması için, özelleştirmeleri dayatıyordu.  Amerika dolar basıyordu, ulus devletler, devlet borçlarını ödemek için özelleştirmeler yapıyordu. Finans kapital, bastığı dolarlarla, özelleştirilen bankaları ve mülkleri alıyordu.

Amerika’nın borcu 15 trilyon dolardır. Her yıl bunun üzerine, bir trilyon dolar daha ilave oluyor.

Bunlar Amerikan devletinin borçlarıdır. Bir de Belediyelerin borçları var. Onların hesabını Amerika da bilmiyor. Bilselerdi yazarlar, bizde öğrenirdik.

Amerika’nın bir yıllık Gayri Safi Milli Hâsılası 14 trilyon dolardır.

Amerika borçlarını ödemek isterse, bir yıl harcama yapmaması, bir yıl hiç yememesi, içmemesi gerekir. Bu durumda bile, bir trilyon dolar açık verecektir.

Uzatmayalım, çok önemli liberal iktisatçılar, yani kendi adamları, bu borcun ödenmesi imkânının olmadığını yazıp, söylüyorlar.

Amerika tehlikenin büyüdüğünün farkında, ama sistem borç üzerine kurulmuş olduğu için, içinden çıkamıyor. Geçen yıl, sosyal harcamaları kesti. Yani yaşlılar ve fakirlere verilen paraları kesti. Buna da kemer sıkma dedi, ama bir sonuç çıkmadı.

Amerika, ya gerçek tasarruf önlemleri getirecek, ya da iflas edecek. Eğer bizlere önerdikleri gibi özelleştirme yapılması kararı çıkarsa, Çin gelir bunların neyi var neyi yok alır. Neden alır? Çin’de kişi başına tasarruf %50 iken, Amerika’da %8’dir.

Dolayısı ile Amerika özelleştirmeler yolu ile kurum, kuruluş ve toprak satmıyor.

Meşhur liberal iktisatçılardan, Nail Ferguson diyor ki,” Batı demokrasilerinin temel eksiği, geçtiğimiz on yıllarda, çok büyük borç biriktirmiş olmasıdır.” Borcun para ve kâğıt basmaktan olduğunu, tabi söylemiyor.

Amerika’nın Pasifik Yatırımlar Sorumlusu Neel Kashkari de diyor ki, “Yoldaki konserve kutusuna tekme atmaktan vazgeçin. Ekonomiyi toparlayacak, mali krizi durduracak tedbirler alın.”

Kemer sıkma ve tasarruf tedbirlerinin, büyümeyi durduracağı ve işsizliği artıracağı biliniyor. Bu doğru, hesapsız harcamaların bir bedeli olacak. Eskiden bu bedelin tamamını, sömürdüğü ülkelere şarj edebiliyordu.

Şimdi dolar basmak, kâğıt basmak ve basılan tuvalet kâğıtlarını dışarı satmak zorlaşınca,(geriye bir tek petrol-dolarlar kaldı) yeni tedbirler almak mecburi oluyor.

Ya para basacaklar enflasyona razı olacaklar, ya mülklerinin bir kısmını satacaklar.

Birçok ülkede, ulus devletin elinde, avucunda bir şey kalmadığı için finans kapital (tefeciler) şimdi doğrudan toprak istiyor.

Arap Şeyhine Sevda Tepesini neden sattığımızı sanıyorsunuz?

Emperyalizmin (finans kapitalin) ayakta kalması, halkların ve devletlerin borçlandırılmasına bağlıdır.

Borca Dayalı Para Yaratma ancak bu yol ile mümkündür.

Her şeyi piyasa yönetir, aldatmacasının sonuna geliyoruz. Çünkü her şeyi uluslar arası tekeller yönetir.

Önce dolar, arkasından Euro çökecek. Ardından küçük bir azınlığın temsilcileri çökecek.

Her şey yeniden kurulup planlı bir ekonominin yoluna girilecektir. Dünyayı bir avuç azınlık, kendi çıkarları için bu noktaya getirmiştir.

O azınlıktan, bu gün bir tanesi daha çöküyor. Barclays.

Amerikan dolarlarını, Avrupa’ya pazarlayan Barclays Bankasının cirosu; 350 trilyon dolardır.  İngiltere, bu pazarladığı paraların, belli bir yüzdesi kadar komisyonu ile lüks hayat sürer. Buna da kibarlaştırılmış olarak, Londra Para Borsası denir.

2.7.2012, bulentesinoglu@gmail.com

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)