Son Dakika Haberler

Girerken çok yalvarmıştık da, ya çıkarken…

Girerken çok yalvarmıştık da, ya çıkarken…
Okunma : 1.138 views Yorum Yap

bl_1Toprağımıza ve varlığımıza sahip çıkma noktasına doğru gelince, Batıyla hesaplaşmamızın gereği artık bilinçlere çıkıyor.
Birliğimizi, özgürlüğümüzü, adaletimizi ve “kendimiz olma” hakkını, sömürgecilerin, kendi çıkarları için, darmadağın ettiğini artık anlıyoruz.
En azından kanaat önderleri burada hem fikirdirler.
NATO’ya girmek için Kore’ye asker göndermiş, 721 askerimizi telef etmiştik.
Vatanımızı ve toprağımızı Batılıların tasallutundan kurtarmak için Batılılara sığınmıştık.
Gücün; gerek yerel, gerekse küresel yapılanması etkin(efektif) yönetimleri gerekli kılıyordu.
Batının etkin gücünün, ülkemiz içindeki birimleri kurulmadan, Batı(emperyalizm) ülkemizde etkin olamazdı.
“Küçük Amerika olacağız” hevesleriyle, Batının kurumlarını ülkemizde emperyalizmle birlikte kurduk. Barzanistanı kurar gibi…
Batının uzantısı olan örgütlenmeleri, ülkemiz içinde oluşturmak için, işbirlikçilere ihtiyaç vardı.
Batının bu işbirlikçileri devşirmesi, işbirlikçi ağları (Sivil örümceğin ağı) kurması sanıldığı kadar kolay olmadı.
Kültürümüzün, milli değerlerimizin, adalet anlayışımızın direnci ile karşılaştı.
Değerlerimizi, Milli eğitimimizi yıkmaları oldukça zor oldu.
Sivil örümceğin ağını kurmak için yıllarca uğraştılar.
Hem dünyanın, özelde de, ülkemizin önünde çok hassas aylar var.
Kurdukları yağma sistemleri artık iyi işlemiyor. Ekonomileri de buna bağlı olarak sağlıklı işlemiyor. İstikrarları bozuldu.
Batı “yeni bir yağma sitemi” kurmak mecburiyetindir. Batılıların ağzı ile konuşacak olursak, bu yeni yağma sistemine; Yeni Normal, Yeni Sermaye Birikim Modeli gibi, bilimsellik varmış görünen adlar verebiliriz.
Avrupa’yı hatta Amerika’yı ayakta tutan, güçlerine güç katan, İslam ülkelerinden elde ettikleri değerlerdir.
Amerika’nın Rusya ile hesaplaşmasında bile Suudi petrolü olmasa, Amerikan ambargosu bir işe yaramayacaktı.
Mali’nin ve Orta Afrika’nın elektriği olmasa Fransa
Libya’nın petrolü olmasa İtalya, Fransa
Suudi’nin petrolü olmasa Amerika (petro-dolar)
Nijerya petrolü olmasa İtalya, Almanya ayakta kalamaz.
İslam ülkelerini Batıdan çekip çıkarın, Batının yapabileceği hiçbir şey yoktur.
Tüm İslam ülkelerini ele geçirip te, Suriye’de, İran’da hesaplar bozulunca, Batı için dünya artık eskisi gibi bir dünya olmayacağı, zaten açığa çıkmıştı.
Şimdi geldik Batının kendi çıkarları için içimizde kurduğu kurumları tasfiye etmeye…
Ama bu kurumların içinde, Batı tarafından devşirilmiş milyonlarca vatandaşımız var.
Batının yağmalayıcı sistemini tasfiye etmek; bu milyonlarca insanımızdan vaz geçmek anlamındadır.
Bu sebepten sömürgecilerle savaş aynı zamanda iç savaştır. İşbirlikçilerle savaştır.
1950-52’lerde yalvararak girdiğimiz NATO’dan çıkmak için savaşmamız gerekir.
Elin oğlu, içimizdeki işbirlikçiyi bize karşı kullanacaktır.
Bu sebepten; NATO, OECD, Gümrük Birliği, Dünya Bankası, IMF, ABD ile gizli anlaşmalar, resmi, gayri resmi anlaşmaları fes etmekle iş bitmez.
Batının sömürgecilerinden kopmak devrim gerektirir.
Uluslar sorunlarını çözmede, bir kör çıkmaza gelmişlerse, tek çıkış devrimle mümkündür.
Tıpkı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi…
Refaha, mutluluğa, barışa, özgürlüğe ve birliğe varmanın, her zaman bir bedeli vardır.
Bu bedeli ödemeyenler, bedeli köleleşerek fazlasıyla öderler.

Bülent Esinoğlu

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)