Son Dakika Haberler

TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAK MI, YALADIĞINI TÜKÜRMEK Mİ AHMET ALTAN!..Ahmet Nesin

TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAK MI, YALADIĞINI TÜKÜRMEK Mİ AHMET ALTAN!..Ahmet Nesin
Okunma : 957 views Yorum Yap

Ben tükürdüğümü yalamam” türkçede kullanılan en delikanlı deyimlerden biridir. En delikanlı dediğime bakmayın, deyim olduktan sonra herkes kullanabilir, zaten Türkiye’de her şeyi herkes kullanabilir ama kimin, neyi ne zaman, ne için, kim için kullandığına göre değişen durumlar vardır. Memur hakkınızı kullandığınızda sizin gibi memur olan polisten biber gazı yemek olağandandır. En son örnek, öğrenciler “Parasız eğitim” hakkını kullandığında içeri tıkılırlar ve büyük olasılıkla eğitim haklarını kaybederler ama bundan 6 ay sonra başbakan “Bundan sonra eğitim parasız olacak…” dediğinde mecliste alkışlanır ve halk onu en “deymekotrat” ilan eder…

Bu “deymekotrat”lık ülkemizde en tutulan bilim dalı ve insan tipidir. 1. Ve 2. Milliyetçi Cephe hükümetlerinin başbakanı Süleyman Demirel bugünlerde en aranan “deymekotrat”dır. Mesela Demirel’i eleştirirken eskiden “Menderes bundan daha demokrattı…” diyerek Adnan Menderes’i “deymekotrat” yaparız. Türkeş’e göre Devlet Bahçeli, Erbakan’a göre Recep Tayyip Erdoğan, Erdoğan’a göre Abdullah Gül sayılı “deymekotrat”lardandırlar. Bu aralar sanırım en “deymekotrat” Numan Kurtulmuş. Kendisi şu sıralar tükürdüğünü yalamakla yaladığını tükürmek arasında gidip geliyor. Yakında yapılacak cumhurbaşkanlığı ve AKP genel başkanlığı seçimlerine göre birinden birine öncelik vereceğini tahmin ediyorum.

Ama son zamanlarda en çok konuşulan konu işkence yapmaktan 2 kez ceza alan bir polisin terfi etmesi. Bu polisin ikinci cezasında bir ilginçlik var, mahkeme “İyi halden” cezasını indirmiş. İşkencenin iyi hali nasıl olur, büyük bir olasılıkla siz de merak ediyorsunuzdur? Kendinizi mahkeme yerine koyun, adam işkenceci, yaptığı işkenceler dosyada ve onları harfi harfine okumuşsunuz, tüyleriniz diken diken oluyor, çocuklarınız varsa onları düşünüyorsunuz, gece rüyalarınıza giriyor, vereceğiniz cezaya nasıl bir tepki geleceğini az buçuk tahmin etmeye çalışıyorsunuz ama korku dağları sarmış, durumunuz zor. En önemlisi sorgu ve mahkeme sırasında size işkence yapmıyor, o zaman cezayı verdikten sonra “İyi halden ceza indirimi”ne gitmemeniz için hiçbir neden yok. Doğal olarak adalet ve hukuk sistemi son yıllarda iyice yerine oturduğundan en “deymekotrat” kararı almış oluyorsunz.

Deymekotrat”ların en birincileri darbecilerdir, ülkeye demokrasi getirmek için darbe yaparlar, anayasayı yok sayarak değiştirirler ama değiştirdikleri anayasayı ihlal eden başbakanları yada gençleri asarlar. Darbe yaptıkları için onların yaptıkları “deymekotrat”lıktır. Zaten yerine de gayet “deymekotrat” bir anayasa getirirler ki Hitler’i, Mussolini’yi mumla arar ve değiştiremeyip 30 yıl gül gibi geçinirsiniz.

Ülkede “deymekotrat” yazarlarımız da vardır, son yıllarda hatta 12 Eylül darbesi sonrası bunların en önde gelenlerinden biri Ahmet Altan’dır. Ahmet Altan’la Kenan Evren’in en büyük özelliği Atatürk’ü sevmemeleridir. Ama aralarında küçük bir fark vardır, Kenan Evren Atatürk’ü sevdiğini söyleyerek Atatürk düşmanlığı yapmış ve konuşmalarında ayetler okumuş ve “deymekotrat” olmuştur, Ahmet Altan ise Atatürk’ü açıktan sevmediğini ilan ederek Turgut Özal’ı destekleyerek “deymekotrat” olduğunu kanıtlamıştır.

Ahmet Altan’ın sevdiği Turgut Özal 12 Eylül öncesi dinci parti Milli Selamet Partisi’nden İzmir milletvekili adayı olmuş bir tarikatçıdır. Halk seçmeyince “deymekotrat” bir şekilde Kenan Evren kendisini başbakan yardımcısı yapmış, o dönemin bütün işkencelerine, idamlarına, cezaevindeki öldürmelere, karakollardaki camdan atmalarına, yoldaki infazlara ortak etmiş, olurunu ve imzasını almıştır.

Şimdi yazının başında yazdığım 2 kez işkenceden mahkum olan polisin terfi etmesine en ağır yazıları Ahmet Altan yazıyor. Çünkü ona göre Turgut Özal, Kenan Evren’e göre daha “deymekotrat”tı ve Türkiye’ye “Deymekorasi”yi getirdi. Zaten sonradan da Recep Tayyip Erdoğan’ı “deymekotrat” ilan edip, Fethullah Gülen’le Erdoğan’ın “deymekotrat”lığı arasında sıkışınca “deymekorasi”yi biraz karıştırsa da idare ediyor.

Ben şimdi merak ediyorum, Turgut Özal döneminin işkencelerini, idamlarını es geçip de anidenbire işkencecinin terfisine bu kadar karşı çıkınca dediklerimden hangisini önce yapacak, tükürdüğünü mü yalayacak, yoksa yaladığını mı tükürecek…

Ahmet Nesin’s blog

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)