Son Dakika Haberler

LİBERALLERLE ULUSALCILARIN ORTAK NOKTASI KORKAKLIK!.Ahmet Nesin

LİBERALLERLE ULUSALCILARIN ORTAK NOKTASI KORKAKLIK!.Ahmet Nesin
Okunma : 901 views Yorum Yap
anesin_1Bugünün Türkiye’sine baktığımızda liberal ve ulusalcı kesimin iki ortak noktası var, birincisi her ikisi de hâlâ demokrat ve devrimci olduğunu söylüyor, diğeriyse ikisi de korkak. Korkaklık mantığı belki ağır gelebilir ama bana göre bunun yeterli nedenlerini sıralayabilirim.
Bugünün liberal yada ulusalcı kesimin liderlerine baktığımızda –ki buna MHP ve Ülkücü kesimi dahil etmiyorum- hemen hemen hepsinin geçmişlerinde solculuk, demokratlık, devrimcilik ve sosyalistlik olduğunu görüyoruz. Bu isimleri tek tek aldığımızda bilhassa 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde yargılanan kişiler olduklarını görüyoruz.
Bu kişilerin hemen hemen hepsi Marksist oldukları için, darbeye ve burjuvaziye göre anayasayı ihlal ettikleri, devleti yıkmaya çalıştıkları için yargılanıp, işkence görmüş ve hapis yatmışlar. Yukarıda söylediğim 12 darbelerinden yargılanan bu kişilerin bir ortak noktası daha var, o da ikisinin de bugün darbeci olması. Evet, bu iki grup ta darbeci ama değişik darbelerin yanında yer alıyor.
Liberal kesim AKP ve hükümetinin AB’ye girme çabaları döneminde AB’nin emriyle yapılan yasa değişikliklerini devrimcilik olarak yorumladı. Oysa bu değişiklikler kendi istemleri değildi, bu partinin programında böyle bişey yoktu, halka demokrasi adına hiçbişey söylememişti. Doğal olarak da bu sözde değişiklik hiçbir işe yaramadı ve akıl almaz tutuklanmalar başladı. ANAP dönemindeki Turgut Özal yönetimini de demokrat ilan etmişti bu ekip, Özal’ın darbenin başbakan yardımcısı olduğunu hep es geçtiler…
Kamuoyuna göre bu ekip aydınlardan oluşuyordu ve aydınlar ilk kez bir hükümeti destekliyordu. Bunun bitek açıklaması olabilirdi, o da yaşadıkları darbeler, işkenceler ve hapisler fazla gelmiş ama devrimcilik de kolay yabana atılacak bişey değildi, o zaman hâlâ devrimci olduklarını söyleyerek hükümeti ve hâlâ ateist olduklarını söyleyerek dincileri desteklediler.
Liberal grup kendilerine göre Kürtlerin isyanına da hak verdiler ama gerçek sosyalistlerden bir farkları vardı, o da onlar Kürtlerin haklarına devletin ve bugünkü hükümetin izin verdiği ölçüde olumlu baktı. Onlara göre Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Kürtlere ne kadar hak verirse o kadarı yeterdi.
Ulusal kesim de buna benzer şeyleri yaşadı, onlar da devrimciliklerini ve demokratlıklarını kaybetmek istemiyordu. Bunun için fazla düşünmelerine gerek yoktu, halkın Türkiye’de benimsediği en büyük devrimci Atatürk’tü, onlar da Atatürk’e sığındılar. O zaman yapmaları gereken bişey vardı, Türkiye’deki en büyük Atatürkçü gruba yanaşmaları gerekiyordu, o grup da askerdi. Şeriatçılar iktidara gelmişti ve sivil darbe gerçekleşiyordu, buna karşı gelmek demokratlıktı, bunun en kolay yolu askeri darbeydi ve iç içe yaşadılar.
Eski bir devrimci olarak Atatürkle demokrasiyi savunmak o kadar kolay değil, o zaman işbirliği alanınız genişliyor, bunun içine önce askerler, sonra Kemalist CHP’liler ve MHP giriyor. Sonuç komik yada trajikomik bir noktaya geldi, eski devrimci ulusalcılar Ülkücülerle birlikte miting yapmaya başladılar, ortak dergi çıkardılar. Onlar da işkenceye karşı çıkıyordu, o yüzden Ülkücülerin 12 Eylül’de gördükleri işkencelere çok üzüldüler ama Diyarbakır cezaevlerinde insanlıklarından çıkartılmaya çalışılan Kürtleri unuttular.
Bu konuyu yazma nedenim çok açık, halkın büyük çoğunluğu bu inanları hâlâ devrimci ve demokrat sanıyor. 2008 yılındanberi üçüncü bir grubun çıkması ve oluşması gerektiğini yazdım hep. Bu grup artık oluştu, Halkların Demokratik Kongresi’nde bir araya geldiler, demokrasi savaşımının beraber verilmesi gerektiğine inandılar ve partileşmeye gittiler. Kimse kendi partisini yada örgütünü kapatmadı, benim gibi bağımsızlar sorun yaşamadan bu demokrasi savaşımına destek verdi. En önemli özelliğimiz liberaller gibi Erdoğan’ın yada Gülen’in derin devletinden yada ulusalcılar gibi Kemalistlerin derin devletinden uzak duruyoruz.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)