Son Dakika Haberler

Cekip gidebilenler….Burak Özbakır

Cekip gidebilenler….Burak Özbakır
Okunma : 522 views Yorum Yap

Pekte anlatılacak şeyler değil aslında. Yudum yudum tükendiğini hissettiğin anlarda beliren ümitsizlik hissiyatı o kadar sarar ki bedenini, bayılma moduna gececeğini düşündügün anda kafanda çok net illuzyonlar dolaşmaya başlar. Bünyen o kadar terstir ki isyanlara, atamadığın gazın tezahürü olur bu illuzyonlar, hayaller.

 

Aidiyet duygusunun en anlamlı olduğu zaman dilimiyle yüzleşmektesindir artık. Neye ve kimlere ait olduğunu, bırak başkalarını kendini bile kandıramayacak kadar, çok ciddi bir berraklık içinde sorgulamaya başlamıssındır. Nerdeyim ben, nereye gidiyorum, kimle gitmek istiyorum, önceliği olan, kırabileceğim kıramayacaklarım kimler, kimlere nazım geçer soruları aklını karınca misali gıdıklamaya devam ederken, doğrulama sürecine girme cesaretini göstermezsin ama. Bilirsin cünkü ben gidiyorum deyince gelebilecek soruları ama bekle bende geliyorum birader diyebileceklerin sayısının ne kadar az olacağı gerceği korkutur gözünü. Icçinde bulunduğun durum, ben gelemiyorum kusura bakma diyenlere empati ya da sempati kurma gücünü elinden almıştır bir kere. Hak verebileceğin durumlara, katlanabileceğini düşündüğün hayata sahip olduğunu düşünsen bu durumda olmayacağını bilirsin zaten.

 

Bu düşünceler kafanı sarmaya, kurcalamaya basladığı anda cesaretle cesaretsizlik arasında bir çizgiye hapsolduğunu da bilmektesindir aynı zamanda. Çekip gidebilmek iki aynı anda iki eylem yapmanı gerektirmektedir cünkü. Önce Çekmek. Nasil çekecegin, çekmeye bir gerekçe bulmak zorunda hissediyorsan nasıl bir gerekçe bulacağın, birgün bir yerlerde geri dönme niyetin varsa çektiğin anda insanları kırıp kırmayacağın, çevreyi yıkıp yıkmayacağın önem kazanır gözünde. Özetle çekmen kanlı mı olacaktır, kansız mı?

 

Umursamıyorsan bu tür şeyleri ya da kanlı da olabilir diyecek kadar düştüysen arsızlığa, cahil cesaretini kutlayabilecek insanları bile bulabilirsin. Hayat senindir ve kim karışabilir. Ama umursuyorsan eğer ucundan köşesindende olsa, kendini cesaretsiz hisseden bir cesursundur. Zira, istemek yapmanın yarısıysa sen zaten yola çıkmayı başarmış bir cesursundur. Yolda karşılaşacakların cesaretini derecelendirecektir sadece.

Ikinci eylem biraz daha cetrefilli olan gidebilmek faslıdır. Cetrefillidir cünkü cok keskin bir yol ayrımı sizi beklemektedir. Istediğiniz bir yere mi gideceksiniz yoksa hic bilmediginiz bir yere mi karar vermek durumundasınızdır. Gidebilmek sevdiğiniz sevmediğiniz herşeyi arkanızda bırakmak olduğundan, bir açıdan baktığınızda, sevdiğiniz bir yere gitmek mantıksızdır. Cünkü, sevdiğiniz yer sizden izler taşıyacaktır. Eğer sizden olan şeyler size başarıyı getirmiş olsaydı gitme isteği duymazdınız.

 

Basarabildiklerinizin üzerine gider yeniden yeniden denerdiniz. Size gitmeyi ögütleyen cesaret bu tekrar denemeleri yapmanızı gerektirecek şevki size vermiş olurdu. Başka bir açıdan baktığınızda ise, hiç bilmediğiniz yepyeni bir maceraya gitmekte mantıksız olacaktır. Bu seferde, kurduğunuz hereşeyi yıkmanın dışında kendinizi yıkmış olacaksınızdır. Issiz bir adaya düştüğünüzde bile 3 şey isteme hakkınız olduğunu düşünürsek, kendinizden bu kadar vazgeçmek, en önemli değerlenirize tecavüzü dahi kabullenmek anlamına gelecektir.

 

Çekip gidebilmenin bu kadar zor olduğunu belki düşündünüz, belki hiç düşünmediniz. Belki bunları sorgulayabilecek kadar bilinc düzeyim berrak kalsa niye cekip gideyim ki diyorda olabilirsiniz. Işte bu nokta da, belki de hepimiz için en mantıklı seçim gözünüzün önünde belirmeye baslar.

Cekip gidebilen niye siz olasınız diye düşünmeye başlamak mantığına ulaşmak lazım. Şairinde belirttiği gibi mutluluğu sizinle bulan sizindir, gerisi misafir. Size bunları yaşatanlar, sizi bu duruma düşürenler, artık kurmak zorunda oldugunuz egoist yapınıza uygun bir Şekilde siktirip gitmelilerdir. O kapının anahtarı sizde olduğundan, intikam gibi duygular sizi yoran ve sinirlendiren ayrıntılardan başka birşeyde olmayacaktır.

 

Sizden çekip gidenin kendi öz iradesiyle, kendi istediği zamanda gitmesi de bir anlam taşımayacaktır sizin için. Cünkü ne yaparsa yapsın, siz anahtarı elinizde olan, kalemi sizde olan gönül defterinizden sildiğiniz zaman tam anlamıyla gitmiş olacak ve siz bunu başardığınız sürece de, hayatınızda size acı veren şeylerden kurtularak mutlu bir hayata bir adım daha yakınlaşmış olarak, bunun huzurunu yaşamaya devam edeceksiniz.

 

Bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler, bırakınız gitsinler, bırakınız düşsünler, bırakınız kalksınlar, bırakınız gülsünler, bırakınız aglasınlar….. Ama öncelikle gitsinler ve size ulaşamasınlar. Kafanızda, gönlünüzde, gözünüzde yok olsunlar. Gidenler sizden birşey taşırlarken, sizde onların esamesi okunmasın.

Ve bu sizi, yine gidemedim ulan umutsuzluğuna itmesin. Çekip gidememiş olsanız dahi bi gidip gelecemleriniz sizi bekliyor olacak. Rakı Şisesinde balık olabilirsiniz misalen. Arabanızı sahile çekip bağıra bağıra şarkı söylebilirsiniz. Hobiler edinebilirsiniz sadece kendinizi ve yaptığınız şeyi düşündüğünüz. Dağa taş a vurup bunyenizi spor yapabilirsiniz. Dostlarınızı ziyaret edip seyahatlere çıkabilirsiniz. Daha sayamadığım binlerce şeyler yapıp çekip gidenlerin şerefine kutlamalar yapıp size zarar vermeye çalışanlara izin vermemin gururunu yaşabilirsiniz.

 

Zaten bugün değilse bile birgün sizinde çekip gidebilme zamanınız gelecektir. Zira, her canlı ölümü tadacaktır.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)