Bir zamanlar çizgi romanlarda iskelet giysili ölüm makinesi gibi bir adam vardı, adı Killing idi. Soyadının okunuşu onunla aynı olan bir Amerikan dışişleri bakanı kadın var, Hilari Killington. Daha önce başkan olan kocası Bill, Oval Ofis’te yaşadığı seks skandalıyla başkanlıktan düşürülmüştü.
Ne oluyor da onca skandaldan sonra karısı ülkenin en önemli bakanlığına getiriliyor? Amerikan toplumunda siyasi ahlak diye bir kavram yok demek ki…
Gittiği ülkelerde birkaç hafta sonra iç savaş çıkan bir kadındır o. Şimdi ülkemize geliyor. “BOP eş başkanı” başbakan Erdoğan ile görüşmeye geliyor?
TBMM kararı olmadan “eş başkanlık” gibi görevle bir başbakan uluslar arası görev alabilir mi? Bizden eş başkanlık diye bir yetki almadığına göre, kim verdi başbakanımıza böyle bir görev?
Bayan Killing-ton, kendi ülkesinde neyi temsil ediyor acaba? Adını biraz daha açarsak görürüz ki adıyla özdeştir; Killing-istan, yani Ölüm Ülkesi… O, insan öldürmeyi iş edinenlerin ülkesinde yöneticidir.
Killingistan’da en acımasız silahlar üretilir ve satılır, satışlara yardımcı olanlara “eş” görevler verilir.
Hilari, çantasında en son silah Füze Kalkanı ve kullanımı için geliyor. Kaç bin kişiyle bu silahı kurup kullanacaklarsa, o kadar Amerikan askeri personelinin nerede kalacağı, hangi yasayla Türkiye’de ikamet edeceği konuşulacak. O personel asla Türk mahkemelerinde yargılanamaz. Kaza yapsa, Türk trafik polisi bile ona ceza kesemez!
Bu sabah Ekopolitik’te Mete Akıncı anlattı. Uzatma süresi biten Amerikan üslerinin yerine bunlar getiriliyor. En son 2009’da A.Gül bir yıl daha uzatmıştı üsleri, fakat, üzerinden yıl geçtiği halde uzatılmadı…
Akıncı, bir de Menderes’in Cezayir Bağımsızlık Savaşına silah yardımı yaptığını söyledi. Sayın Akıncı’nın söylediği açıdan baktığımızda Menderes’in idamı Amerika’da kesilmiş bir ceza gibi görünüyor. Hep göz ardı edilir, Deniz Gezmiş de Ankara-Balgat Amerikan Tesislerinden 4 Amerikan askerini kaçırmıştı ve galiba ona da idam cezası o zaman kesilmişti.
Bayan Killington şimdi tarihin en güçlü ölüm makinesini topraklarımıza kurmaya geliyor. Bu kadın kim ki bu kadar büyük işlerde rol alıyor?
Bunu anlamak için avukatlık stajını yaptığı gençlik yıllarına kadar gitmek gerekir. Onu da Akıncı’dan öğrendim. Hilari, Hukuk Fakültesinde öğrenciyken Bill ile flört ediyormuş. Okul bitince staj için girdiği zengin bir Yahudi’nin avukatlık bürosunda patronundan hamile kalmış ve karnında dört aylık kızı varken, onu eski flörtü Bill ile evlendirmişler. Ben de saf saf, Oval Ofis skandalı olduğu zaman bu kadın neden kocasından boşanmadı diye kendi kendime sormuştum. Hatta, daha sonra, böyle skandal yaşamış bir aile kadını nasıl dışişleri bakanı olur diye de aklımdan geçirmiştim.
Bu ahlaktaki bir kadın, eğer benim ülkeme işgal kuvvetlerinin başı olarak geliyorsa, çok ölüm yaşanacak, çokça Türk kızının namus kavramı yok edilecek, çokça Türk ailesinin aile kavramı kalmayacak demektir.
Bütün o AKP mitinglerinde çılgın gibi alkış tutan kadınların ona tepki göstermesi gerekirken, göreceksiniz, ona en üst düzeyde itibar gösterilecektir. Zinayı suç olmaktan çıkartan hükümete ses çıkartmayan cemaat kadınları da o zaman hiç tepki göstermemişti. Neydi? AB’ye giriyorduk…
AB’ye uyum, AİHM… Geldik 2003 de yapılan AB uyum anlaşması çerçevesinde Hatip Dicle için tazminat ödemeye. Erdoğan imzalamış, “seçilen herkes meclise girer.” Başbakanın bilgisi dahilindedir.
Nasıl mı? Yine PKK ile paslaşarak…
Hatip Dicle, YSK eliyle seçime sokuldu, meclise sokulmadı… Bu da başbakanın bilgisi dahilinde…
Şimdi AİHM dava açmaya hak kazandırıldı Hatip dicle’ye. Ona ödeyeceğimiz tazminatın miktarını düşünmek bile acı veriyor. Öcalan, tayfasına “girin meclise, biz anlaştık” dedi. Hatip Dicle dışarıda kalacak ve tazminat davası açacak… Nasıl siyaset ahlakıdır bu?
Amerikan siyaset ahlakında Hilari Killinton ne ise, Türk siyasetinde de eş başkanlığın siyaset ahlakı odur.
PKK ile paslaşarak, bütün masraflarını Türk halkına ödeterek Kürdistan kurmak da aynı siyasi ahlak(sızlık)tır.
İşgalci Amerikan ordusunu ve ölüm makinesi Amerikan Füzelerini Mardin’e yerleştirmek de aynı siyasi ahlak(sızlık)tır.
13.7.2011
Mahiye Morgül