Karlı günlere başlıyoruz, her taraf beyazlar altında kalmaya başladı,soğuk eksi altına inmiş,kargalar dallarda,ufak kuşlar dam diplerinde,baca kenarlarında tünemiş,ürkek çekingen,sessiz,mevsimin geçmesini ve yeni bir bahar mevsimine kadar sıcak bir kenarda köşe bucak aramaktadır.

Kar geceleri tehlikeli…

Hava ayaza çekiyorken saçaklardan sivri sivri buzlar sarkıyor gecenin bir yarısı…

Yapraklarını dökmüş ağaçlar,dallar kar beyazı güzelliklerinde..

Gecenin bir yarısı işte.

Uluyan sesler uzaktan, Ürkütücü,korku veren,tedirgin eden,cam kenarında meraklı gözler etrafı seyrediyor,bir çift göz ve gölgeler gecenin beyaz karanlığında ürkütücü…

İki üç adımdan ibaret cesaret, meydanlarda çakallar,karlar üzerinde patik izleri ve sesler gittikçe yaklaşan,korkulu bekleyişden kaynaklanan şiddetli korku ve korkudan kaynaklanan deli cesareti bir arada, karar vermekte belirsizlik, bir kararsızlık kendi içinde ama meraklı bekleyen,sadece tehlikeyi göze almaya karar verememiş kalmakla kurtulacağını sanan ey hayali…

Etrafı Çakallar Sarmış…

Kendi halinde uluyan.

Fırtına başlangıcında sessizliği bozan tipi yağıyor ve damlardan sarkan buzlar, bir yanda yaşlı çakalların toplanması ve daha güçlü ama cılız seslerini duyurmaya çalışan…

Karların üzerinde yaşlı çakallar ve pencerede onları izleyen bir çift göz…

Mevsiminde bahçelerine diktiğim çamlar ve baharda toplayacak çakallar kozalakları..

Çakallar ava çıkmaya başlamış, ortam tedirgin, genç ve tedirgin kuşlar ne yapacağını bilememekte, kendine güvenememekte, çaresiz bir bekleyiş içinde…

Merak karşılığında dem vuran bedeni..

Mevsim kış!!

Kış kışlığını, puşt puştluğunu yapacak derler..

Şimdilik Meydan Çakallara Kalmış…

Mustafa Balcı