Son Dakika Haberler

SARIYER ANSİKLOPEDİSİ-41

SARIYER ANSİKLOPEDİSİ-41
Okunma : 1.286 views Yorum Yap

FIRAT, Prof. Dr. Ömer Fehim (Erzincan, 1908-1980): Üniversite öğretim üyesi. Erzincan’da Mahalle Mektebini bitirdikten sonra Mecidiye Mektebine girdi. Fakat Rus işgali nedeni ile Erzincan’dan ayrıldıkları için okulu bitiremedi. Kayseri’de İttihat ve Terakki okuluna kaydoldu ama Rus İşgali kalkınca Erzincan’a döndü ve diğer sınıfları burada okudu.1923’de İdadiyi bitirince yeni açılan Ziraat Mektebine girdi. Bu okulu üç yılda Pekiyi derece ile bitirdi ve Halkalı Ziraat Mektebine girdi. Buradan 1927’de sınıfça İktisat Vekaleti Âli Orman Mektebine nakledildi. Bu okuldan Pekiyi derece ile mezun oldu ve memuriyet görevine Edremit Orman Mühendisliği ile başladı. Kısa bir süre sonda aynı yıl içinde Yüksek Orman Mektebi Orman Amenajman Kürsüsünde asistan olarak atandı. Fransa’ya gönderildi ve burada iki yıllık tahsilden sonra 1934’de “Diplome d’Ingenieurd Civil des Eaux et Forets” diplomasını aldı. Bu arada Almanya’da ihtisas ve doktora yapması istendiğinden tahsil süresi uzatılınca Almanya’da gitti. 1937’de tezini tamamlayıp sınavlarını verip “Doktor Ingeniers der Forestwissenschaft (Dr. Fırest) oldu. Yurda dönünce Ankara Yüksek Ziraat Enstitüleri Orman Mektebi Hasılat Bilgisi ve İşletme İktisadı Enstitüsüne Başasistan tayin edildi. Askerlik görevini tamamladıktan sonra 1939’da Fakültedeki Enstitüsünde Başasistan tayin edildi. 1940’de ikinci askerlik görevine gitti. 1942’de İkinci sınıf Doçentlik unvanını aldı ve laboratuvar şefliğine atandı. 1942’de Dekan Kâtipliği ile görevlendirildi. 1944’de Orman Hasılatı ve İşletme İktisadı Enstitüsü Direktörlüğüne atandı. Aynı yıl içinde üçüncü askerlik görevine gitti. 1944 Ziraat Vekâleti tarafından Dekan Vekilliğine atandı. 1945’de Profesörlük unvanını aldı.  Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsünün lağvedilmesi ve Orman Fakültesinin İstanbul Üniversitesine bağlanması üzerine, Orman Hasılatı ve İşletme İktisadı Enstitüsü ve Kürsü Başkanı olarak görevine devam etti. 1951’de İstanbul Üniversitesi Senatosuna Orman Fakültesi Senatörü olarak seçildi. 1952’de Orman Fakültesi Dekanlığına seçildi ve bu görevini iki yıl sürdürdü. 28.07.1955’de İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne seçildi. O tarihe kadar, rektör Fakültelerden sıra ile seçilirdi. İlk kez kural değişti ve Orman  Fakültesinin sırası gelmeden Prof. Dr. Fehim Fırat rektör seçildi. Görevi bittikten sonra rektör olarak iki yıl daha görev yaptı, 1960’da İstanbul Üniversitesi Senatosuna Orman Fakültesi temsilcisi olarak Senatör seçildi. 1960 Devriminden sonra demokratik rejime geçilmesi için teşkil edilen Kurucu Meclisin Temsilciler Meclisi kanadına İstanbul Üniversitesinden seçilen dört temsilciden biri olarak görev yaptı. 1963’de kurulan TUBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Tarım ve Ormancılık Araştırma Grubu ilk Yürütme Komitesine tek ormancı üye olarak seçildi ve üç yıl görev yaptı. 1975’de üçüncü kez Üniversite Senatosuna Fakülte temsilcisi olarak Senatör seçildi. 13.07.1978 tarihinde emekli oldu. Uzun yıllar. (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (F.A.O.) nda üst düzeyde görev aldı. 1953 yılından itibaren Dünya Ormancılık Araştırma Kuruluşları Birliği (IUFRO) Konseyinde Türkiye Temsilcisi olarak görev aldı ve Roma’da yapılan konğreye katıldı. IUFRO ‘nun 1956 yazında Oxford’da yapılan XII. Toplantısında Konsey tarafından Birliğin 25. Seksiyonu Başkanlığına seçildi.  1955’de Milletlerarası Üniversiteler Birliğinin 2. Kongresinde Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi bu görevi 7 yıl süre ile yaptı. Fransa’da “Academia d’Agriculture de France” muhabir azalığına, İtalya’da “Academia Italiana de Scienze Forestali” üyeliğine ve “Societdy of American Foresters” in şeref üyeliğine seçildi.1963 yılında Kanada da Quebeç’de Laval Üniversitesinde ders verdi. “Dendrometri 1947”, Ormancımlık İşletme İktisadı, 1967”, “ Ormans Hasılat Bilgisi, 1972”de “Orman Kıymetlerinin Tekdirinde Kullanılan Formüller ve Tatbikatlarına ait Misaller (M. Miraboğlu ile birlikte) 1969” kitaplarını yayımladı, ayrıca pek çok bilimsel makalesi var. 

FIRILDAKBAHÇE: Yenimahalle Pazarbaşı mevkiinde ve Necip Akar bağının yanında ve bulunan bir mesiredir. Boğaza tepeden bakan bu mesire daha ziyade edebiyatçı ve sanatçıların çok ilgi gösterdikleri bir yerdi. İçimi çok iyi olan bir de memba suyu vardı ama 1960 sonrası mesire kapatıldı.

FISTIK SUYU: Büyükdere’nin üst kısmından ve Bilezikçi Çiftliğinin alt yamaçlarından çıkar. Fıstık Suyu mesiresinde olun bu su, Fıstık Suyu sokaktaki çeşme ile akış yapar.

FISTIK SUYU: Fıstık Suyu mesiresi (Sarıyer)  içinde bulunan memba suyu idi. Zamanla terk edildi.

FISTIKSUYU: Yenimahalle’de Havantepe yolu üzerinde bulunan ve aynı ismi taşıyan mesire içinde bulunan bu memba suyunun sertlik derecesi 10’du. Gecekondulaşma ile birlikte su kayboldu.

FISTIK SUYU ÇEŞMESİ: Büyükdere’de Fıstık Suyu sokağına girişte sağ baştadır (H.1096-M.1680). Çeşme eski hüviyetini tamamıyla kaybetmiştir. Çeşmenin suyu Fıstık Suyu adıyla anılan kendi kaynak suyudur. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: “İstedi bu çeşmeyi Bünta bey/Ma-i car ile oldu hayru şebi/ Hemden lillah bi ruhi paki Hüseyn/Godu dünyada çünkü böyle eser/ Gelmez ehl-i sebil ihvandan/Edüp icra-yı hak sergiden/Diday içüp şahadet-i tarih/Ayn-ı zab-ı numune-i Kevser.”

FISTIK SUYU MESİRESİ: Sarıyer’in ilgi gören mesirelerinden biriydi. Mesire Hünkar suyu yamaçlarında bulunuyordu.

FISTIK SUYU MESİRESİ: Yenimahalle’de Havantepe yolu üzerinde bulunan Fıstıksuyu mesiresi ismini, mesire içindeki dev fıstık ağacından almıştır. Mesire 1960’lı yıllardan sonra, gecekondulaşmanın başlaması ile birlikte mesire olma özelliğini kaybetti. Alan bilahare el değiştirdi ve alan üzerine Balahatun İlköğretim Okulu inşa edildi.

FİLİZ RESTAURANT: Tarabya koyunda ana cadde üzerinde olan ünlü restaurantlardan biri olup, en iyi balık yenilen on restaurant arasında gösterilmektedir.

FİLYOS, Hakkı (İst. 1918-2001): Sarıyerli futbolcu olup, Sarıyer Gençlik Mahfelinde oynarken Güneşspor kulübüne transfer edildi ve bu kulüpte oynadı. Güneşspor faaliyetini tatil ettikten bir süre sonra Sarıyer S. K. kuruldu ve bu takımda futbol oynadı. Bir maçta hakemi dövdüğü için sürekli hak mahrumiyeti aldı. Sarıyer’de oynarken hak mahrumiyeti alan ilk futbolcudur.

FİNCANCIK DERESİ: Hidayetinbağı’nın köşesinden Zümrütevler’e giden ana yol, aslında dere idi. Derenin coğrafi ismi de Fincancık deresiydi. Derenin akarı Havantepe’nin alt taraflarından çıkıyor, ayrıca Hidayetinbağı’nın arka kısım ve Kalaycıların bağından çıkan sudan akış alıyordu. Kış aylarında iyi akış yaparken, suyunda yazın azalma oluyordu. Bu derenin suyu Sarıyer (Mercimek) Deresi ile birleşiyordu. Ne var ki dere kanalizasyona bağlanarak ortadan kaldırıldı.

FİRDEVS BARAS YALISI: Rumelihisarı, Baltalimanı Caddesi üzerinde bulunan önemli tarihi yalılardan biri olup 1900’da inşa edildi. 1953’de büyük onarım gören yalı 1963 ve 1972’de iki defa gemi çarpması ile hasar gördü.

FOTO SÜREYYA KÖŞKÜ: Yenimahalle’nin üst taraflarında olup, bağ içindedir. 20.yy. başlarında yapılan köşk, güzel köşklerden biridir.

FURGAÇ, Süheyl (         ): Eğitimini ABD de tamamladı ve Yüksek Makine Mühendisi olarak Türkiye’ye döndü. Büyükdere Tekel Kibrit Fabrikasında uzun yıllar Müdür olarak görev yaptı.

.23. SOKAK PARKI (211. Sok. Parkı):  Ayazağa Mahallesindedir. 496,25 m²’lik bir alanı kapsar, 193,45 m² yeşil alanı, 97,71 m² çocuk oyun alanı var.

G.24. SOKAK PARKI (125 Sok. Parkı): Ayazağa Mahallesindedir. 512,98 m²’lik bir alanı kapsar, 108,83 m² kare yeşil aylan, 66,98 m² çocuk oyun alanı bulunmaktadır.

G.27. SOKAK PARKI (Şehit Orhan Parkı): Ayazağa Mahallesindedir. 590,00 m²’lik bir alanı kapsamaktadır. 250 m²’lik yeşil alanı vardır.

G.62. SOKAK PARKI (162. Sk. Parkı): Ayazağa Mahallesindedir. 575,00 m²’lik bir alanı kapsar. 150 m² yeşil alanı bulunmaktadır.

GAFUR BEY: Emekli Albaydı ve 1960 ihtilalinde bir süre Büyükdere Mahallesinde muhtar olarak görev yaptı.

GARAJ RESTAURANT: Tarabya koyundadır. Uzun yıllardan beri restaurant olarak hizmet vermektedir.

GARİH, ÜzeyirDr. (İst. 1929-2001): İ.T.Ü. Makine Fakültesinden Mühendis olarak mezun oldu. Konusu ile ilgili doktora yaparak doktor unvanını aldı. İş hayatına atıldı. Pek çok şirket kurduktan sonra, ortağı ile birlikte şirketleri Alarko Şirketler Topluluğu altında birleştirdi. Alarko Spor Kulübü’nde bu topluluk içinde bulunuyor. Filipinler Cumhuriyeti Fahri Konsolosluğu görevini yürüttü. Pek çok derneğin kurucu üyesidir. Sarıyer Spor Kulübü’nde 2 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı.

GARİPÇE BURNU: Çalı burnundan sonra gelen çıkıntıdır. Garipçe koyundan çıkışta Rumelifeneri tarafındaki çıkıntıdır. Çıkıntının uç noktasında Garipçe kalesi yer almaktadır.

GARİPÇE DERESİ: Garipçe köyü tepelerinden çıkar ve köy ortasından akış alarak denize ulaşan derenin yakın zamanda üzeri kapatıldı.

GARİPÇE KALE CAMİİ: Köyün ismini taşıyan cami Garipçe kalesinin arenasında idi. Tarihi bir cami olmasına karşın yıkılıp gitti.

GARİPÇE KALESİ: Garipçe burnundaki kale Garipçe kalesidir. Bu kale Sultan III. Mustafa (1557-1574) tarafından Macar asıllı Mimar François Tott’a yaptırıldı. Boğazın kontrolü ve savunma amacı ile yaptırılan bu kale II. Dünya Savaşı sonlarına kadar kullanıldı. Bu savaştan sonra ise kaderine terk edildi. Bu kalenin bir eşi de Poyraz Köyde Burun başındadır. Kale hala sapasağlam ayaktadır.

GARİPÇE KOYU: Garipçe burnu ile Garipçe kalesi arasındaki küçük koydur.

GARİPÇE KÖYÜ: İlçesinin sahil şeridinde olan bir köydür. Rumelikavağı, Rumelifeneri’nden sınır alır. Antik çağda kente lanetlenmiş kral Phineas yaşıyordu. Köy çok taşlık ve kayalıktı. Kayalıklarda kartal ve akbabalarının yuva yapması nedeniyle köye “Akbabalar Şehri” anlamına gelen “Gyropolis” deniliyordu. Tarihçi Hemeros’a göre köyün bir adı da Kharybdis’ti. Bir başka söylem ise köy adının “Yakın, yakında olan, yer ve zamana yakın, soyca yakın” “Garib” kelimesinden alındığı ve “Garipçe” ye dönüştüğüdür. Garipçe köyün ismi tek değil. Antalya’nın Korkuteli ilçesinde bir köyün adı Garipçe’dir. Ayrıca Afyon’da bir meydanın adı da “Garipçe Meydanı’dır. 1992 nüfus sayımına göre köyün nüfusu 312’dir. Bu sayı ile de ilçenin en az nüfuslu köyüdür.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)