ERDEMLİ OLMAK!

Sosyal, kültürel,  siyasal, ekonomik ve askeri alanda o kadar önemli terslikler görülüyor ki ister istemez ERDEMLİ olan insan arıyorsunuz. Olagelen olaylar, gelişmeler ve yaşananlar erdemin değil, erdemsizliğin diz boyu olduğunu, bunun çok büyük özlemmiş gibi benimsendiğini gösteriyor. Hayret etmemek, şaşmak hatta durup durup yufff demek geliyor insanın içinden.

Sosyal alanda ülke genelinde müthiş çarpıklık var… Sosyal devletiz deniliyor, devletin fakir fukaraya dağıttığı küçük nemalar bile “bizim adamlar” denilen kendi yandaşlarına dağıtılırken, “Ben siyasal kul olamam” düşüncesinde olanlar nasihat alıyor… Kültürel alandaki kirlilik daha üç gün önce Gaziantepte yaşandı ve koskoca Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin, iki bin yıllık mozaiklerin  (dünyada eşi az olan tarihi eser) üzerinde topuklu ayakkabıları ile gezindi.  Siyasal alanda rezillik aldı başını gidiyor… PKK ile görüşen şerefsizdir sözleri kulakları çınlarken, PKK ile öteden beri görüşüyoruzsöylemleri birbiri ile çarpışıyor ama konuşanların yüzleri bile kızarmıyor. Soruşturmalar çeşitli atraksiyonlarla geçiştiriliyor, soruşturmayı yapan savcı, hâkim ve polisler görevlerinden alınıyor, değişik yerlere atanıyor hatta tutuklanıyorlar. Mahkeme kararları uygulanmıyor, HES lerle SİT alanlarına darbe vuruluyor, mahkemece verilen durdurma kararları uygulanmıyor. İşte AKSARAYdenilen yapı! Kimin malı üzerine, kimin izni ile inşaatı başlandı? Tepeden tırnağa kaçak, mahkemeceyapılamaz kararı da var. Buna rağmen AKSARAY yapıldı. Devletin başı ve hükümet yasa-masa dinlemedi. Şimdi bu görkemli yapının ismi KAÇAKSARAY! Değer miydi?  PKK’ya verilen tolerans ya da söz üzere güney doğu da İçişleri bakanının deyimi ilye kontrol kaybedildi… Ekonomik alanda dev adımlarla ilerliyoruz denilirken enflasyon çift rakamlara çıktı, Dolar ve Avro aldı başını gidiyor, asgari ücretle korkunç bir seviyede, bu para ile geçim olamaz, Türk işçisi cambazlık yaparak yaşıyor…Büyük bir işçi bölümü açlık sınırında yaşam savaşı veriyor…  Askeri alanda siyasal alandan farklı değil… Kendi adamlarına sahip çıkamadılar, yalan yanlış beyanlarla onca general, subay, astsubay uyduruk CD ve belgelerle hapse tıkıldılar, beş yıl haksız yere yattılar… Görev başında olan omzu kalabalıklar ortaya çıkıp kendi adamları ile ilgili doğruları söyleyemediler, meslektaşlarına büyük acı yaşattılar… Şimdi dilleri çözüldü ama değeri var mı? Geçen yıllar ne olacak?

            Bunları saptadıktan sonra konumuz olan ERDEM’e gelebiliriz. ERDEM’li olmak zor iştir. Önemli olan da zor olana sahip olmak, yani ERDEM’li olmaktır.

            Erdem nedir? Günümüz ERDEMLİ olmaya o kadar ihtiyaç var ki! Bu nedenle ERDEM üzerinde durmayı istedim. Bakalım ERDEM neymiş?

            Erdem; İnsanın ve yaşamın anlamı nedir? Sorusuna verilen yanıttır.

            Mutlu olmak yaşamın ana amacıdır. Erdemli olmayanlar mutlu olamaz.

            Erdemli olmak bilgi sahibi olmakla olur.

            Erdemli olmak; iyilikseverlik, yurtseverlik, arkadaş severliktir.

            Erdemli olmak paylaşımcı, yardımsever ve hoşgörülü olmaktır.

            İyi-kötü ya da kötü-yanlış, ERDEM kavramının anlaşılmasını getirmiştir.

            İyi ve kötü! Sadece iki kelime! Bu iki kelimeden hangisi daha zor yerine getirilir. Bu çok düşündürücüdür.

            Bence zor olan “İyi İnsan olmaktır”, yani “Erdemli insan olmaktır”. “Kötü insan olmak”kolaydır.  Örneğin; bir bankta oturan yaşlı bir adamın başına dokunarak şapkasını yere düşürmek, yürüyen birine omuz atmak, her hangi bir hanıma veya kimseye laf atmak ya da yere tükürmek kötü insan olmanıza yeter.

            İşi insan olmak öyle mi? İyi insan olabilmek için hoşgörülü, özverili, iyiliksever, yardımsever ve paylaşımcı olmak gerekir.

            Güler yüzle konuşmak, yalan söylememek de erdemli olmaktır. Hatalardan dönmek, haksızsa özür dilemek, yanlışlığını kabul etmek erdemli olmaktır. Kibirli ve bencil olmamak, toleranslı olmak erdemliktir.

             Erdemli olmak gençler için ön koşuldur. Erdemli gençler geleceğimizin teminatı, ülkemizin ve toplumumuzun yüz akıdır.

            Erdem duygudur, anlayıştır, bilgidir, hatta kültürdür. Bilgili, kültürlü olmayanlar erdemli olamaz.

            Erdemin çeşitli tarifleri vardır. Örneğin;

            Erdem, kararlılık, iyi ahlak, topluma ve çevreye hürmettir.

            Erdem, adil olmak, iyi ve güzeli bulmak, onlara uymaktır.

            Erdem hiçbir etki altında kalmadan özgür davranmaktır.

            Erdem aşırılıktan kaçınma, ölçülü ve dengeli olmaktır.

            Erdem kişinin eylemlerinin sorumluluğunu kabul etmek, kendisine acındırmamaktır.

            Erdemi felsefeciler değişik tanımlar. Örneğin:

            Hegel; “Erdem Varlığın bilincidir”,

            “Aristppos;  “Erdem haz almada ölçülü olmaktır”.

            Butler; “Kişinin kendi kendini yargılamasıdır”.

            Kant; “Erdem bir iş gücü değil akıl işidir”

            Descartes; “Düşünce ölçüsünü kullanmaktır”

            Sokrates; “Erdem insanın kendisini tanımlamasıdır” ifadesini kullanırlar.

            Hazreti Mevlana’nın erdem anlayışı şöyledir:

            “Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.

 

            Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.

            Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.

            Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.

            Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.

            Hoş görülükte deniz gibi ol.

            Ya olduğun gibi görün ya da olduğun gibi ol.”

                                  

            Bu tanımlardan yola çıkarak derim ki:

            Demokrasi ile yönetilmeyi kabul etmek ve kurallarına uymak ve uygulamak erdemdir.

            ATATÜRK; “Cumhuriyet Fazilettir” demiştir. Bu demektir ki Cumhuriyete bağlılık erdemliktir.

            ATATÜRK şöyle der:

            “Allah kanununun temeli ferdi (bireysel) sorumluluktur. Başkasına iyilik bize de iyiliktir. Başkasına olan kötülük bize de kötülüktür. Bu sebeple iyiliği sevmek, kötülüklerden kaçınmak lazımdır” İşte bu erdemdir.

            Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle der: “Gerçek erdem sahipleri söz verdiklerinde sözlerini tutan, zorluk ve sıkıntı anlarında sabredenlerdir” (Bakara, 177).

            Dr. Ahmet Bekâroğlu bir yazısında Erdemli olmakla ilgili şöyle yazar:

            “Erdemli şahsiyetler yetiştirmedeki başarısızlığımız erdemli olmayı özellik haline getirdi. Oysa herkesin erdemli olması gereklidir.”

            Bu görüşlerden sonra şöyle demek şöyle söyleyebiliriz;

            Erdem, insanda bulunan tüm iyi meziyetlerin toplamıdır. Kısaca hepimizin görevi erdemli olmaktır. İyi insan olmaktır.

            ERDEMLİ İNSAN, İYİ İNSAN ARIYORUM. ÜLKEMİZİN ERDEMLİ İNSANLARA İHTİYACI VAR.

İbrahim Balcı