Son Dakika Haberler

Sorunları Turlamak

Sorunları Turlamak
Okunma : 624 views Yorum Yap

Sorunları Turlamak: Nedense Sarıyer deyince hep akla sorunlar gelir. Bu gerçeğinde tam kendisidir, yadsımak olası değildir. Arap saçı gibidir Sarıyer.

Karmakarış, sorunlar yumağı sanki hiç çözülmeyecek gibidir. Bu yazımızda sorunları turlayacak ve hatırlatmada bulunacağım, belki yararı olur!

Kilyos kilyos olmaktan çıkmış durumda. Artık Kilyos köy değil, mahalledir. Büyüklüğü ile birlikte sorunları da kamburu olarak gözükmektedir. Örneğin; Turban Turbanlıktan çıktıktan sonra, koskoca tesis hayatiyetini kaybetmiş durumdadır. Gereği şekilde bu tesisten yararlanılamıyor. Belediyece kullanılan kısım hariç tabii, diğer yerlerden bahsediyorum. Plaj, plaj olmaktan çıkmış, kumu yok, hizmet gereği kadar yapılmıyor, denizi deniz olmaktan çıkmış adeta batık gemi mezarlığıdır. Yahu hiç kimse akıl etmiyor mu plajın on onbeş metre açığındaki batıkların parçalanarak çıkarılmasını ilgililerden talep etmeyi. Batığı çıkaracaklardan para talebinde bulunulmasın belki de yüz kişi talip olur batıkları çıkarmaya!

Kilyos’dan bahsetmişken yeni yapılan Kilyos Stadına neden resmi müsabaka verilmez, neden atıl durumda tutulur? Eksiği neyse yapılması için biraz gayret gösterilse arzulanan yerine gelir ve Sarıyer ilçe olarak Çayırbaşı, Bahçeköy sahalarından sonra amatör lig maçlarının oynandığı üçüncü bir stada kavuşur.

Kilyos Kalesi terk edilmiş durumda. Belki sadece nöbetçi var, belki o da yok. Neden kaderine terk edilir bu önemli tarihi eser. Kırım Savaşı sırasında hastane olarak kullanılan bu sağlam kale en azından müze olarak değerlendirilemez mi? Konu ile ilgilenen var mı acaba?

Büyük Kilyos Mezarlığı İstanbul Büyük Şehir Belediye eski Başkanlarından Prof. Dr. Nurettin Sözen’in önce Sarıyer sonra da İstanbullulara sunduğu en büyük armağanlardan biridir. Eğer Sözen, bu mezarlığın yapılması için müthiş mücadele vermeseydi, belki de ölülerimizi ayaküstü gömmek zorunda kalacaktık! Yalnız mezarlıkta bir eksiklik var, belki de gözden kaçmıştır. Mezarlıkta Batinilere, Musevilere, Mecusilere, Romanlara, Yehova Şahitlerine ve kimsesizlere yer ayrılmış, en azından ölüm halinde insanlar arasında ayrımcılık yapılmamıştır. Ama mezarlıkta önemli bir eksiklik var. Bunu da belirtelim. Efendim, bu büyük mezarlıkta küçük de olsa bir cami, cemevi, kilise ve bir sinagogun olması gerekmez miydi? Bence gerekirdi hem de fevkalade iyi olurdu. Hatta bir aşevinin olması bile düşünülebilir… Bekleyeceğiz, belki de yapılacaktır. Yine de bizden hatırlatması.

+ + +

Gümüşdere ayrı bir âlem. Nerede ise Gümüşdere elde çıkacak gibi… Tüm inşaatçılar gözlerini bu ziraat köyüne dikmişler. Herkes arazileri kapatma peşinde. Satış başlarsa gitti deriz Gümüşdere köyü için. Gümüşdere plajı da sorun oldu gidiyor. Henüz çözülmüş gibi görünmüyor. Kanlı olaylar yaşanmış geçenlerde… Bu plajın mevcut sorunları neden çözülmez, sorunların giderilmesi için neden uğraşılmaz akıl alacak gibi değil. Köyde birde Kilise var. Lozan’ı takiben mübadillerin yer değiştirdiği 1923/24 yılından beri boş duruyor. İlk yıllarda okul olarak, daha sonda da değişik amaçlar için kullanılmasına karşın yıllardan beri perişan haldedir ve boş tutulmaktadır. Aslında bina hiç de kötü değil, sağlam bir bina… Neden boş tutuluyor? Bu binanın köy müzesi yapılması neden düşünülmez? Ziraat, tarım ve bahçecilik bu köyde nasıl yapılmış, hangi aletlerle yapılmışsa bu aletler burada sergilenebilir! Hatta Gümüşdere köylülerinin kadın-erkek 1960 yılına kadar giydikleri giysileri bile burada sergilenebilir.

+ + +

Kilyos’un az ilerisinde Kısırkaya köyü var. İsmine bakıp da yanılmamak gerekir. O kısırlığı eskidendi. Nüfus olarak artmıyor, biraz palazlanan köyden kaçıyordu. Şimdi öyle değil, hem mekân ve hem de nüfus olarak çok büyüdü. Fakat bilhassa plaj kısmı yeterli değil. Su, kum, deniz iyi ama doğal ihtiyaçların karşılanmasında büyük sıkıntı var… İlgililerin el uzatması sorunu çözer bana öyle geliyor.
Kısırkaya’nın en büyük sorunu, onca balıkçısı olmasına karşın bir küçük barınağı, limanı olmaması. Yıllardan beri siyasetçiler gelir gider, partililer tur atar durur, seçime yakın hepsi ayrı ayrı söz verirler ama seçildikten sonra bir daha uğramazlar. Yahu küçük bir barınak, ya da liman yapın da bu büyük sorun çözülsün olmaz mı? Bekleyeceğiz, belki yazımızı bir okuyan, dikkate alan ve köylülerin yakınmasını kendi sorunu bilen çıkar!

+ + +

Tarihi eser bakımından Sarıyer ilçesi çok zengin ama değerlendirme yolunda gayretli olan kimse yok! En iyi değerlendirilen yer R. Hisar Kalesi…. Ya diğerleri… Efendim bentler, kemerler, eski karakol binaları, Garipçe kalesi, R.Fener Kalesi, R. Kavak Kalesi berbat halde. Hiç bakım yok. Sadece R. Kavak kalesinde nöbetçi var diğerleri ondan da mahrum. Garipçe’deki Gözetleme kulesi, Telli Tabya’daki, Büyükliman’daki küçük kaleler; Rumeli Fenerinde Osmanlıdan kalma hamam ve Büyükliman’da Tersane Çeşmesi… 3. Köprü ayağına yakın yerde. Moloz dökümü yapılıyor, Büyükliman’ın yarısı toprak altında. Çeşme de toprak altına kalmaya mâhkum, birileri el atsa da hiç olmazsa çeşmenin kitabesi kurtarılsa…

+ + +

Neyse kısa keselim, daha çok yazılacak şey var ama ben sadece bir iki noktaya daha dokunayım. Sarıyer’in önemli meyvesi Ahududu, Osmanlı Çileği, Kiraz ve Kavak İnciri idi. Osmanlı Çileği Bebek sırtlarında başlar, tepeleri takiben Sarıyer’e Sarıdağ’ın üst kısımlarına kadar ekim yapılır, buralardan bolca ürün alınırdı. Mükemmel kokusu, lezzeti ile aranılan bir meyve idi. Sarıyer’in bir diğer önemli meyvesi Ahududu idi. Bu meyve sadece Çırçır-Bekârdere vadisinde yetişirdi. O kadar çok yetişirdi ki Likör fabrikasının tüm ihtiyacı Sarıyer’den karşılanırdı. Ahududu’nun yerine birkaç yıldan beri Kivi yetiştiriliyor, Osmanlı çileği kayboldu! Evliya Çelebinin ünlü seyahatnamesinde 8 bin bağ kirazlığı vardı dediği Sarıyer merkez Sarıyer değil, Zekeriyaköy’dü. Kiraz da ortadan kaybolmuş sayılır. Zekeriyaköy’de Kirazlı bahçede olanlar ise sadece göstermelik ve dinlenmeye gelenlerin göz zevki için korunuyor. Kavak İncirini bulmak da kolay değil. Yeni yeni binalar, arsaların, bahçelerin imara açılması İncirciliği de bitirdi.

+ + +

Sarıyer’in sorunu çok ama sorunlara neşter vuracak birlik ve beraberliği sağlamak zor. Bir başka yazımızda diğer semtlerin sorunları üzerine eğiliriz.

İbrahim Balcı

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)